Sigara ve KOAH

Akciğerler göğüs kafesimizin içinde sağlı sollu kalbi çevreleyen solunum organlarımızdır. Görevi havanın oksijenini alveol keseleri  yoluyla kana geçirerek hücrelere göndermek, oksijenin hücrelerde kullanılmasından sonra orada oluşan karbondioksitin kan yolu ile alveollere gelip yine alveol keseleri aracılığı ile havaya vermektir. KOAH ise bir akciğer hastalığıdır.  KOAH kelimesinde K: Kronik yani müzmin, sürekli olan, O: Obstrüktif yani tıkayıcı olan, A: Akciğer, H: Hastalığı ifade eder. Açılımı KRONİK OBSTRÜKTİF AKCİĞER HASTALIĞI dır. KOAH hastalığı amfizem ve kronik bronşitten oluşur. Amfizem akciğerlerde nefes alıp vermeyi sağlayan alveol keselerinin duvarlarının harabiyeti sonucu ortaya çıkan anormal ve kalıcı genişlemesidir. Bunun sonucunda akciğerde elastikiyet kaybı ve nefes darlığı gelişir. Kronik Bronşit ise en az iki yıl üst üste ve bu iki yılın en az üç ayında öksürük ve balgamla seyreden ilerleyici bir rahatsızlıktır.

KOAH olan hastalarda amfizem bulguları hakimse bu kişiler uzun boylu, zayıf, kanlı-canlı görünen, yanakları kırmızı, göğüs ön-arka çapları artmış (fıçı göğüs), parmak uçları şişkinleşmiş (çomak parmak), öksürük ve balgam yakınmaları olmayan hastalardır. İlerleyici tipte bir solunum sıkıntısıyla kendini gösteren hastalık tablosudur. Kronik bronşit bulguları hakim olan kişiler ise kısa boylu, şişman, öksürürken yüzü mor-mavi renk olan, bol balgam çıkaran, sık sık nefes darlığı krizleriyle hastaneye başvurup, tedavi sonrası kısmen rahatlayan, kalp yetmezliğininde sık görüldüğü hastalardır. Diğer bir gurup ise her iki tablonun birlikte olduğu hastalardır.

KOAH’ın en sık görülen özelliği, akciğerlere giren ve çıkan havayı kısıtlayarak nefes darlığına neden olmasıdır. Bu hastalık başladı mı geriye dönüşü yoktur. Mutlaka ilerler. Ölümle sonuçlanabilir. Dünya Sağlık Örgütü, tüm dünyada KOAH’ın 4. Sırada ölüm nedeni olduğunu bildirmiştir. Türkiye’de ise 3. sıradadır. KOAH, sıklıkla uzun yıllar sigara kullanan, 50-60 yaşlarındaki erkeklerde görülmekle birlikte, sigara içen kadınlarda da görülür. Çok nadiren de olsa, sigara içmeyen kişilerde ve daha erken yaşlarda da görülebilir. KOAH yapan nedenler en başta Mesleki zararlı gazlar ve tanecikler(mikro parçacık) solunması, etkin biçimde sigara kullanımı ve hava kirliliğidir.

KOAH ın belirtileri öksürük, balgam, nefes darlığı, göğüste tıkanma en önemli belirtileridir. Ayrıca kan tükürme, dudak ve tırnaklarda morarma, kalp yetmezliğine bağlı ayaklarda şişme görülebilir. KOAH hastalarının çoğunluğu, öksürük ve balgam yakınmalarından dolayı doktora gitmezler. Ancak nefes darlığı ilerlediğinde başvurdukları için tanı ve tedavide geç kalınmış olur.

 

KOAH ı derecelendirecek olursak

- Semptomatik

Öksürük ve balgam vardır. Eforla, merdiven yokuş çıkarken nefes biraz daralabilir fakat solunum fonksiyonlarında bozulma yoktur. Öksürük atakları oldukça uzun sürer 2-3 aya kadar devam edebilir.

-Hafif şiddette KOAH

Öksürük ve balgam vardır. Ağır bir iş yapıldığında veya hızlı yürüyüşte nefes biraz sıkışabilir. Solunum fonksiyon testlerinde hafif derecede bozulma mevcuttur.

-Orta şiddette KOAH

Öksürük, balgam ve nefes darlığının şiddeti biraz daha artmıştır. Ağır bir iş yaparken veya günlük işleri yaparken zorlanılır. Bir soğuk algınlığı veya akciğer enfeksiyonu geçirildiğinde iyileşme birkaç haftayı bulur. Solunum fonksiyon testleri orta derecede bozulmuştur.

-Ağır şiddette KOAH

İstirahatte dahi sürekli nefes darlığı vardır. Öksürük ve balgam sıktır. Akciğer enfeksiyonlarından iyileşme geç olur. Evde günlük işler yapılamaz hale gelir. Merdivenler çıkılamaz veya oda içinde dahi yürüme zor hale gelir. Gece uykudan uyandıran, sırt üstü yatırmayan, uyutmayan nefes darlığı gelişir. Hastalar çok çabuk yorulur. Solunum testleri ileri derecede bozulmuştur.

-Çok ağır şiddette KOAH

Hasta yatağa bağımlıdır. Nefes darlığından dolayı tuvalete gidemez, ev içinde dolaşamaz, yemeğini yiyemez ve konuşamaz hale gelebilir. Günlük işlerini kendi başına yapamaz ve başkalarının destek ve bakımına muhtaç duruma düşer. Oksijen yetersizliğine bağlı morarma, aşırı yorgunluk, güçsüzlük, kalp yetersizliği ve kalpte ritm bozuklukları ortaya çıkar. Bacaklarda şişme tırnaklarda morarma görülebilir. Solunum fonksiyon testi yapabilecek gücü dahi olamaz. Vücudun herhangi bir yerinde oluşacak enfeksiyonda Yoğun bakım tedavisi gerektirecek duruma gelebilir.

Sigara içme ile semptomatik düzeyde başlayan KOAH, sigarayı kullanmaya devam edilecek olursa çok ağır şiddette KOAH tablosuna kadar gider ve bu gidiş sigara bağımlılığı sonlandırılmadığı süreçte durdurulamaz.

Sigara akciğerlerimize nasıl zarar verir?

Sigara akciğerlerdeki hava yollarında iltihabi reaksiyon geliştirerek duvarlarının kalınlaşmasına ve hava yolunun daralmasına neden olur.

Akciğerlere gelen yabancı ve zararlı partiküllerin atılımını sağlayan silya adı verilen küçük tüycüklerin normal fonksiyonlarını yapmasına engel olur.

Büyük hava yollarında daha fazla mukus (balgam) üreten hücrelerin yapılmasına, bunun sonucunda mukus artışına ve  kronik öksürüğe yol açar. Oluşan bu tabloda Kronik Obstrüktif Akciğer Hatsalığının  (KOAH)  bir parçası olan kronik bronşit meydana gelir. Sonuçta kişi yılın önemli bir bölümünü öksürerek ve balgam çıkararak geçirir.

Hava yollarının daralması sonucu akciğerlere havanın giriş ve çıkışı zorlaşır. KOAH ın en önemli bulgusu olan nefes darlığı ortaya çıkar.

Alveol adı verilen akciğerlerdeki hava keseciklerini zamanla tahrip ederek KOAH ın bir parçası olan amfizemi oluşturur. Oksijenin kana geçerek dokulara taşınmasına engel olur.

Spor yapmak, dans etmek, şarkı söylemek, merdiven ve yokuş çıkmak gibi  nefes almanın önemli olduğu aktivitelerde zorluk yaşanır.

Sigara içmeye devam edilirse istirahatte bile nefes darlığı gelişir.

KOAH a bağlı ölümlerin %90’ı sigaraya bağlıdır.

Sigaradaki toksik maddelerin hava yollarındaki hücrelerde kanserleşmeye neden olmalarından dolayı erkeklerdeki akciğer kanserinden ölümlerin %90’ı, kadınlarda ise %80’i sigaraya bağlıdır.

Sigara yalnız akciğerlere değil, vücuttaki birçok hayati organa da zarar verir. Mesane, yemek borusu, ve mide gibi bir çok organ kanseri, koroner kalp hastalıkları, cilt yaşlanmasının hızlanması, kadın doğurganlığının azalması, erkekte ise empotans sigaraya bağlı gelişen diğer önemli hastalıklardır.

Sigara dumanının içinde 4000 den fazla zararlı kimyasal mevcuttur. Bunların 1000 den fazlası kanserojendir. Bunların içinden nikotin ise kişide bağımlılık yapan kimyasaldır. Erken dönemde sigara dumanı içindeki nikotin akciğerlere ilk kez çekildiğinde 10 saniyede beyine ulaşır. Kişi kendini daha rahat dinç hisseder. Bu durum hoşuna gider ve sigara içmeyi sürdürür.  Sadece Bir nefes, bir nefes, bir nefes daha derken uzun dönemde beynin kimyasal yapısı değişir ve aynı etki için daha fazla nikotine ihtiyaç duyulur. Sonuçta bağımlı hale gelinir ve yoksunluk çekmemek için her gün düzenli nikotin alınmaya başlanır. Beyin sürekli sabit bir nikotin düzeyi istediğinden sigara kişinin yaşamında gittikçe daha önemli olur. Sonunda kişi sigaraya bağımlı hale gelir.

 Hiç kimse sigara bırakmanın kolay olduğunu söyleyemez. Bağımlılık çok kötü bir tutkudur. Ancak insanoğlu çok güçlü bir varlıktır. Bırakmaya karar verirse kesinlikle başarır. Bunun için bir bırakma günü kararlaştırılır. Sigara gereksinimini azaltmak ve bırakmayı kolaylaştırmak için, basit çözümler üretilir. Sigara içmeyi akla getiren durumları saptayıp ve onlardan uzak durmak için plan yapılır. Spor yapma, hobi gibi kazanımlar elde edilir. Yeni düşünme davranış biçimleri yaratılır. Sigara içme isteği çok arttığında ve yoksunluk belirtileri ortaya çıktığında mutlaka hekiminden yardım almaktan çekinmemeli ve sigara içmeye yönelinmemelidir.

KOAH Tedavisi

KOAH tedavisinin iki ana amacı vardır. Birincisi hastalığın bulgularını düzeltmek ya da azaltmak, ikincisi ise hastalığın ilerlemesini yavaşlatmaktır. Günümüzde KOAH’ı ortadan kaldıracak, tamamen düzeltecek bir tedavi seçeneği yoktur. Ancak Sigara içiminin bırakılması, KOAH’ın gelişme ve ilerleme riskini azaltan, hastalığın ilerlemesini durduran tek ve en etkili girişimdir. Sigaradan uzak durmak bu hastalığı çok büyük ölçüde önler. Bunun yanında mesleki gaz ve partiküller ile hava kirliliği gibi risk faktörlerindende uzak durulmalıdır. Mutlaka bir göğüs Hastalıkları uzmanının kontrolüne girerek düzenli ilaç kullanımının sürdürülmesi ve ani başlayan atakların tedavisinin sağlanması gereklidir.

Bu gönderiyi paylaş