Sağlıklı Uyku

Uyku, kişinin ısı, ışık, ses, temas, koku gibi uygun uyaranlarla uyandırılabileceği ya da yeterli süre tamamlandığında kendiliğinden sona eren bir bilinçsizlik durumu olarak tanımlanabilir.

Sağlıklı uykunun etkileri vücudun yenilenmesi, büyüme, metabolik enerjinin korunması, dinlenme, entelektüel performansın korunması, zindelik, nöronal olgunlaşma, öğrenme ve bellek gelişimi ile özetlenebilir. Uyku dönemleri:

Normalde NonREM Evre 1 uykunun %4–5 ini, NonREM Evre 2 %45–55 ini, NonREM Evre 3 %15–20 ini,  REM evresi ise %20–25 ini kapsıyacak şekilde dağılmaktadır

UYKU BOZUKLUKLARI

Uyku, vücut ile sağlık arasında bağlantı kuran altın bir zincir olarak tanımlanmaktadır. Uyku bozuklukları sağlık bozukluklarına neden olmaktadır. Uyku bozukluklarının tanımlanması için ortak bir dil kullanılması ve tüm dünyada tanı ve tedavi standartlarının oluşturulması için Uluslararası Uyku Bozuklukları sınıflandırması yapılmıştır. Bunlar:

1-İnsomnialar : Uyku için elverişli ortam ve şartların bulunmasına rağmen, uykuya başlamada veya uykuyu sürdürmede güçlük

2-Uykuda Solunum Bozuklukları

3-Hipersomni ile seyreden santral hastalıklar : Gece gündüz aşırı uyku hali

4-Sirkadyen ritim uyku bozuklukları : uyku-uyanıklık fazı bozukluğu (Jet lag, vardiyalı çalışma, düzensiz uyku-uyanıklık ritm bozukluğu gibi)

5-Parasomniler : Uykuda yürüme, altını ıslatma, kabus bozuklukları, uyku terörü,

6-Uyku ile ilişkili hareket bozuklukları : Huzursuz bacak, periyodik bacak hareketleri, bacak krampları,

7-Diğer uyku bozuklukları olarak sınıflandırılır.

Bu saydığımız uyku bozukluklarından en sık karşılaşılanı uykuda solunum bozukluklarıdır. Burada halk arasında bilinen adı ile uyku apne sendromunu (Obstrüktif uyku apne sendromu) ele alacağız.

OBSTRÜKTİF UYKU APNE SENDROMU

Uyku sırasında tekrarlanan üst solunum yolu tıkanmaları sonucu nefesin durması veya yüzeysel hale gelmesi,  buna eşlik eden horlama ve kan oksijen değerinde azalma ile karakterize bir sendromdur. Cinsiyet olarak orta yaşlı ve kilolu erkeklerin hastalığıdır. En sık 40-60 yaşları arasında görülür. Diğer yaşlarda da görülebilir. Erkeklerde %4, kadınlarda %2 oranında karşımıza çıkar. Komplikasyonları çok olmasına rağmen doktorlar ve halk tarafından çok fazla bilinmediği için tanıda gecikmelere yol açar.

Bu sendromda obezite en önemli risk faktörüdür. Kilo arttıkça görülme sıklığının ve ciddiyetinin arttığı ve kilo verilmesi ile azaldığı bilinmektedir. Özellikle santral obezitesi olanlarda, yani bel çevresi artmış, elma tipi şişmanlayan kişilerde sıktır. Yine de, uyku apne hastalarının yalnızca %40-60 kadarında obezite olduğu ve obez olmayanlarda da görülebileceği unutulmamalıdır. Aile bireylerinden birinde uyku apne sendromu varsa diğerlerinde görülme riski artar. Yüz ve çeneye ait yapısal bozukluklar ve üst solunum yollarındaki darlıklar, obez olmayan kişilerde uyku apne sendromuna neden olabilir. Bunların başında çenenin küçük ve geride yer alması gelir. Bir diğer önemli risk faktörü, boynun kısa ve kalın oluşu ve boyun çevresinin erkeklerde 43 cm, kadınlarda 40 cm üzerinde ölçülmesidir. Sigara, alkol, bazı uyku ilaçlarının kullanımı ve bazı hastalarda sırt üstü pozisyonda yatmak da uykuda nefes durma sayısını ve süresini arttırır. Ayrıca uyku apne sendromu; kronik bronşit, astım, hipotiroidi, koroner arter hastalığı, hipertansiyon, inme, şeker hastalığı, reflü gibi birçok hastalıkla birlikte görülebilir.

Şikayetleri; uykuda boğulma hissi ile aniden uyanma, horlama, üst solunum yollarında daralmanın bir göstergesidir. Şiddetli ve sürekli horlama, uyku apne sendromunun öncü belirtisi olabilirse de; horlamayla birlikte diğer yakınmaların bulunması gereklidir. En önemli bulgu, eşinin veya yakınlarının tarif ettiği ve tanıklı apne dediğimiz uykuda nefes durmasıdır. Gece boyunca bazen 300-400 kez tekrarlayan apneler nedeniyle uyku bölündüğü için hasta kalitesiz bir uyku uyur. Çoğu kez apnelerden sonra uyandığının farkında değildir, uyurken terleme (özellikle baş ve boyun bölgesinde), sık idrara çıkma, ağız kuruluğu, sabah yorgun uyanma, dikkat eksikliği, yaptığı işe kendini verememe, unutkanlık, sinirlilik, gece öksürme, reflü, ağız kuruluğu, işitme kaybı, cinsel isteksizlik ve iktidarsızlık, baş ağrısı, gün içinde uyuklama, unutkanlıkdır          

Bulguları; uyku apnesi belirtilerinin görüldüğü kişiler gün içerisinde birçok ciddi tablo ile karşılaşılabilmektedir. Uykuda ani ölüm, inme, kalp krizi ve kalp yetmezliği, eğer hasta obez ise kilo vermede zorluk, akciğer hastalarında solunum yetmezliği, kontrol altına alınamayan diyabet bu olumsuzluklara örnek olarak gösterilebilir. Bunun yanı sıra, uyku apnesi kişide gündüz sürekli yorgunluk ve konsantrasyon eksikliğine neden olacağı için trafik ve iş kazalarına da neden olabilmektedir.

Uyku apne sendromunun tanı koydurucu bir bulgusu yoktur. Başka bir deyişle, muayene bulguları veya kan ve idrar tahlilleri ile tanı koymak olası değildir. KESİN TANI İÇİN MUTLAKA POLİSOMNOGRAFİ DEDİĞİMİZ UYKU TESTİ YAPILMASI GEREKLİDİR.

Polisomnografi, uyku sırasında beyin dalgaları, göz hareketleri, ağız ve burundan hava akımı, horlama, kalp hızı, bacak hareketleri ve oksijen seviyelerinin ölçümü esasına dayanır. Uyku apnesi testini yaptırabilmek için hastaların bir gece uyku odasında kalmaları gerekir. Test sırasında vücudun çeşitli noktalarına yerleştirilen sensörlere bağlanan kablolarla alınan sinyaller odanın dışındaki bilgisayara aktarılır. Sabaha kadar alınan bu kayıtların incelenmesiyle, uyku süresince solunumun kaç defa durduğu, ne kadar süre ile durduğu, durduğunda oksijen değerlerinin ve kalp hızının nasıl etkilendiği ve derin uykuya dalınıp dalınmadığı gibi birçok veriye  bakılabilir. Tüm veriler bilgisayara aktarılarak kaydedilir. Hastanın canını acıtan bir işlem değildir.

Uyku apne sendromu tanısı koyabilmek için hastanın doktoru tüm gece boyunca alınan kayıtları inceler. Uykuda nefes durması-azalması, horlama ve oksijen düşmesi olup olmadığını belirler. On saniyenin üzerindeki nefes durmaları apne olarak değerlendirilir, bazen 1-2 dakika süren apneler olabilir. Saatte kaç kez nefes durması ve azalması olduğuna göre uyku apne sendromu sınıflaması yapılır. Bir saatteki nefes durma veya azalma sayısı 5’in altında ise Basit Horlama, 5-15 arası Hafif uyku  apne sendromu, 16-30 arası Orta uyku apne sendromu, 30’un üzerinde ise Ağır uyku apne sendromu olarak değerlendirilir. Buna göre de hastanın tedavisi düzenlenir.

Tedavisi İçin Neler Yapılmalıdır; Uyku apnesi, alınacak basit önemler sayesinde önlenebilir. Hastalık için değiştirilebilir risk faktörlerinden en önemlisi obezitedir. Uyku apnesi kilo verilerek %50 oranında azaltılabilir. Ayrıca, alkol ve uyku ilaçlarından kaçınmak, sigarayı bırakmak ve sırt üstü yatmamak da rahatsızlığı azaltır.

Uyku apnesi tedavisinde ilk yapılması gereken obezite söz konusu ise bu durumun aşılmasıdır. Eğer üst solunum yollarında belirgin anatomik darlıklar var ise hastanın Kulak Burun Boğaz uzmanı tarafından cerrahi girişim yönünden değerlendirilmesi gerekir.

Ağır, orta ve eşlik eden hastalığı veya belirgin yakınmaları olan hafif uyku apne hastalarına mutlaka CPAP (sürekli pozitif havayolu basıncı) tedavisi verilmelidir. Tedavi etkisine ve hastanın tercihine göre otomatik ayarlarda düzenleme yapılarak ya da sabit basınçlı cihaza geçilerek hasta takibe alınmalıdır. CPAP cihazı kullanmakta güçlük çeken ya da hafif derece vakalarda ağız içi aparey ile alt çene öne alınarak dilin geriye düşüp üst solunum yolunu tıkaması önlenebilir.

Uyku apnesinin özgün tedavisi, hava yolunu devamlı açık tutacak şekilde basınçlı hava veren cihazların kullanımıyla sağlanmaktadır. CPAP cihazları üst hava yollarının uyku sırasında açık kalmasını sağlayarak uyku apnesini önlemektedir.

Hastanın cihazını evde her gece ve tüm uyku süresince kullanması istenir. CPAP kullanımı uykudaki nefes durmalarını ortadan kaldırdığı gibi uyku evrelerini de normale döndürür. CPAP tedavisi yalnızca nefes durmalarını değil, aynı zamanda horlama ve oksijen düşmelerini de düzeltir. Sonuçta, hasta CPAP ile kesintisiz bir uyku uyuduğu için başta gündüz uykululuğu ve yorgun uyanma olmak üzere kalitesiz uykuya bağlı tüm yakınmaları ortadan kalkar. Fakat cihazını kullanmaz veya düzensiz kullanırsa yakınmaları geri döner.

Tedavisi sonrası kilo kontrolüne dikkat edilmesi, alkol ve sigara gibi alışkanlıklardan uzak durulması önerilmektedir. Tedavi için cihaz önerilen hastalarda cihazın düzenli doktor kontrolleri eşliğinde uygun kullanımı gerekmektedir.

 

ÖZET OLARAK

 

ÖZELLİKLE 40-65 YAŞINDAKİ OBEZ, KISA-KALIN BOYUNLU ERKEKLERDE; HİPERTANSİYON, KALP HASTALIĞI, ŞEKER HASTALIĞI GİBİ EŞLİK EDEN HASTALIKLAR VARSA; HORLAMA, TANIKLI APNE, GÜNDÜZ UYKULULUK, UYKUDA BOĞULMA HİSSİ, YORGUN UYANMA GİBİ YAKINMALAR BULUNUYORSA UYKU APNE SENDROMU AKLA GELMELİDİR. BU DURUMDA, KESİN TANI KOYABİLMEK AMACIYLA UYKU TESTİ YAPILMALI VE GEREKLİ HASTALARA CPAP TEDAVİSİ VERİLMELİDİR

Bu gönderiyi paylaş