Demans nedir? Demansın nedeni nedir?
Demans (bunama), entelektüel yetenekleri kısmen veya tamamen azaltan, bilişsel, davranışsal ve işlevsel gerilemeye yol açan veya en azından değişik derecelerde sıkıntılar yaratan, yaşa ve sosyal konumlara bağlı olarak mesleki ve sosyal alanda değişik derecelerde kayıplara yol açan, maalesef ilerleyici bir haldir.
Olaya yaşlanma gözüyle baktığımızda, beynimizdeki sinirlerin iletim hızlarında azalma, bazı bilgileri değerlendirmede yavaşlama, normal bir sürecin parçasıdır. Ancak bazı durumlarda, beslenme alışkanlıkları, kronik hastalıklar, psikososyal travmatik durumlar, büyük kayıplar, ağır psikiyatrik hastalıklar, bazı ilaçların uzun süreli kullanımları gibi hallerde, demans daha hızlı ilerler ve bazı yetilerde çok ciddi kayıplara neden olur. Bu durum normal yaşlanmanın dışında gelişen ve hem bireyi ve en az onun kadar belki daha fazla çevresini de etkileyen psiko-sosyo-kültürel bir durum haline gelir. Tek mağdur hasta olmamakta, hasta yakınlarında çok ciddi aile içi sıkıntılar doğabilmektedir.
Demans başlığı altında toplanan ve bazen her toplumda - yanlış olarak - Alzheimer genel başlığı verilen bu durum aslında tıbbi açıdan bazı farklılıklar içeren bir tablodur. Alzheimer hastalığı ise sadece demansiyel gelişimin gözlendiği birkaç hastalıktan birisidir ve diğerlerinden bazı özellikleri nedeniyle ayrılır.
Dünya ve ülke nüfusumuzda artık yaşlılık başlangıç yaşı 80 olarak kabul edilmektedir. Gelişen tıbbi yöntemler ve dünya genelinde uzun yaşamanın getirdiği bu yeni toplumsal durum, göz önünde bulundurulması gereken ve tedbirler alınması gereken bir sorun haline gelmiş ve bu nedenle ekonomik zorluklar ve uzun çalışma nedeniyle yaşlılarına bakamayan orta yaş grubu için başka arayış yöntemleri devreye girmiş ve yaşlı bakımevleri huzur evleri başlığında alternatif çözümler üretilmeye başlanmıştır. Sahip olduğumuz etnik ve kültürel değerler açısından bir büyüğünü ve yakınını bakımevine/huzurevine bırakmak halen büyük bir ayıp olarak kabul edilse de, çok yönlü bir bakım gerektiren bu hastalarda ve/veya yaşlılarımızda en iyi alternatifi oluşturmaktadır.
Evde bakım, kişinin
- ne zaman hastaneye götürülmesi gerektiği
- kontrollerin ne kadar sık yapılması gerektiği
- acil durumlarda yapılması gerekenlerin tam olarak bilinememesi
- bakımın çoğu hallerde bir kişi (ki genelde bu eğitimsiz bir yardımcı veya aile yakını olmaktadır) tarafından sağlanmaya çalışılması
- lüzumu halinde verilecek ilaçların ne zaman, hangi dozda verilmesi gerektiğinin karışıklık yaratması
- yaşın ilerlemesi ile beslenme sorunlarının artması
- düşme riskine karşı alınacak önlemler
- gerekirse hastanın oturduğu yere veya yatağa tesbit edilmesi gerekmesi
- laboratuvar tetkikleri, sonda, damar yolu açılması, mideden veya sondayla beslenmenin teknik zorlukları
gibi nedenlerle sanıldığı kadar kolay olmayan ve maliyetinin de yüksek olduğu bir durumdur. Ayrıca kişiye bakım konusunda, bakıcının veya akrabanın (bu her kim olursa olsun), kendi kondisyonel durumu, sağlık durumunun buna yeterliliğinin yanı sıra, bazı durumlarda bakımın bir tek kişi tarafından yapılamayacak olması evde bakımı zorlaştıran unsurlardır. Bakan kişinin veya bakıcının toleransının azalması yanı sıra kendi sosyal hayatının sınırlanması da bakımı zorlaştıran bir diğer unsur olarak unutulmamalıdır.
Tabii meslek grupları boş durmamakta ve demansa karşı inanılmaz büyük araştırma projeleri içeren çalışmalar yapılmakta, hem koruyucu yöntemler konusunda hem de tedavi konusunda pek çok tez antitez ortaya atılmakta, erken tanı ne derece mümkün düşünülmektedir.
Demansın nedeni nedir?
Demans belirtileri çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilirler. Bu beyinde sebebi bilinmeyen bir süreç olabildiği gibi, bazı sistemik hastalıkların sonuçları olarak, damar hastalıklarından, tümörlerden, madde ve alkol kullanımından ya da bu nedenlerden birkaçının birlikteliğinden de ortaya çıkabilir.
Demansın belirtileri nelerdir?
Demansta en temel belirti hafıza, özellikle yakın hafıza bozukluğudur. Bellekle ilgili sorunlar nedeniyle o kişi yapılan konuşmaları hatırlamayabilir, biraz zaman geçince aklına yazdığını sandığı yeni öğrenilen bir ismi, telefon numarasını hatırlayamayabilir. Hastalık ilerledikçe geçmişte öğrenilen bilgiler de yavaş yavaş kaybolmaya başlar. Bununla birlikte aşağıdaki bilişsel sorunlardan en az biri de bellek bozukluğuna eşlik edebilmektedir.
- Kelime bulma zorlukları, bazı kelimeleri hatırlamakta zorlanma veya yerine anlamsız başka bir kelime koyma da tipik bir sorundur
- Beynin özellikle muhakeme etme, analiz etme fonksiyonlarını yürüten ön beyinde yürütücü işlevlerde bozulma. Bu işlevler insanın toplumsal yaşamını sürdürebilmesi için en gerekli olanlarıdır. Bu işlevlerdeki bozulma hasta yakınlarına garip gelen, bir türlü kabullenemedikleri davranışların ortaya çıkmasına yol açabilir. Bu yetenekler şunlardır: Yargılama, soyutlama, neden-sonuç ilişkisi kurabilme, uygunsuz dürtüleri bastırabilme, organize edebilme, sıraya koyabilme vb.
- Bir hastanın nedensiz olarak saçma, mantıksız davranışlar sergilemesi, uygunsuz davranışların ortaya çıkması, olaylar arasında bağlantı kuramaması bu işlevlerdeki bozukluğa işaret etmektedir.
- İnce ve karmaşık motor hareketlerde kusur olması, kolaylıkla yapılabilen bir hareketi (diş fırçalama, saç tarama) istendiğinde yapamama ya da taklit edememe ya da belli bir amaca yönelik seri halde yapılması gereken hareketlerin sırasını karıştırma. Bu beceri eksiklikleri, Alzheimer hastalığında sıklıkla karşımıza çıkabilir.
- Duyusal uyaranları tanıma yeteneğinin kaybolması, duyusal sistemin normal olmasına karşın, duyusal uyaranları tanıma yeteneğinin kaybolmasıdır. Görsel olarak, bir nesnenin ne olduğunu ya da nasıl çalıştığını kendisine yalnızca görsel yolla sorulduğunda bilememektir.
- Kişinin çok iyi bildiği mekanlarda bile yolunu kaybetmesidir. Erken evrede eve giden sokakları karıştıran bir hasta, hastalık ilerledikçe evdeki odaları da karıştırabilecektir.
- Dikkat ve konsantrasyon bozukluğu, bir çok yeni uyaranı fark etmek ve bunlardan en gerekli olanlarını seçip odaklanmak bozulmuştur.
- Toplum içi ve mesleki işlevsellikte belirgin bozuklukların olması ve gerileme. Demans ne sıklıkta ve kimlerde görülür?
Yaş ilerledikçe yükselen bir görülme sıklığına sahip demans 85 yaş üstü nüfusta ise % 40 oranında görülmektedir. En sık görülen form Alzheimer tipi demans, tüm demansların yaklaşık üçte ikisinden sorumludur. Damarlarla ilgili bozukluklarda gördüğümüz demans ise vakaların % 15-20’sini oluşturarak ikinci en sık görülen alt tiptir. Tüm dünyada benzer sıklıklarda görülen demans, toplumun bütün gruplarını etkiler ve sosyal sınıf, cinsiyet, etnik grup ya da coğrafi bölge ile bir ilgisi bulunmamaktadır.
Demans için risk faktörleri nelerdir?
Yaş en güçlü risk faktörüdür. Yaştan sonra ailede Alzheimer tipi demans öyküsü bulunması çok önemli bir risk faktörüdür.
Demans teşhisi nasıl konur?
Demans tanısı, hastanın iyi bir mental ve fiziksel muayenesi ve yakın bir akraba ya da arkadaşından kişinin geçmişi ile ilgili bilgi alınması sonrasında muayene eden doktorun deneyimini ve diğer verileri (MR, BT görüntüleri, nöropsikolojik testler, gerekirse beyin omurilik sıvısının incelenmesi) kullanarak koyduğu klinik bir tanıdır. Demans tanısı konduktan sonra da hangi tip demans olduğunun ayırıcı tanısının yapılması hem hastalığın gidişi hem de tedavisi açısından önem taşımaktadır.
Demansın tedavisi nasıl yapılır?
Demansların tedavisi veya tedaviye cevabı demansın hangi tip olduğuna bağlı olarak farklılıklar göstermektedir. Şu an için demansların kesin bir tedavisi yoktur. Ancak bazı nedenlere bağlı (B12 vitamin eksikliği, troid hormon bozukluğu gibi) ortaya çıkan demaslarda eksik olanın yerine konulması ile kesin tedavi mümkündür. Bu hastaların tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar hem hastalığın seyrini yavaşlatabilmekte hem de bazı belirtilerin kısmen veya tamamen ortadan kalkmasına yardımcı olmaktadır. Bundan dolayı tüm demanslı hastaların bir psikiyatri ve nöroloji doktorunun takip ve tedavisinde olmaları hem hastalığın seyri açısından hem de hastaya bakım verenlerin yükünün azaltılması bakımından önemlidir.