COVID-19 Salgın Döneminde Çocuklara Yönelik Ebeveyn Tutumları

COVID-19 Salgın Döneminde Çocuklara Yönelik Ebeveyn Tutumları

Büyük boyutta rutinleri bozan ve yaşam tatmin aktivitelerini sekteye uğratan Covid-19 salgın dönemi; aile içi ruhsal etkilenmeye yol açabilir. Bu dönemde ebeveynlerde ortaya çıkacak abartılı ruhsal etkilenme, çocukların ruhsal etkilenme düzeylerinin ağırlaşmasına neden olabilir. Her çocuk dünyanın güvenli bir yer olduğuna inanma ihtiyacı içerisindedir. Çocuğa bu inancın kazandırılması da yetişkinlerin tutum ve davranışlarıyla direkt olarak ilişkilidir. Bu süreçte öncelikli olarak siz yetişkinlerin duygu ve düşüncelerini kontrol altına alabilmeniz ve sakin kalmanız önem taşımaktadır. Kaygıdan uzaklaşabilmek ve stresi yönetmek adına sosyal ilişkilerinizi canlı tutmanız, fiziksel yakınlık kuramıyor olsanız da sosyal ağlar üzerinden iletişime geçmeniz sizi psikolojik olarak dayanıklı kılacaktır. Spor, kitap, bahçe işleri, müzik ve el işleri gibi kendinize soluk alma alanları açmanız destek sağlayacaktır.

Çocuklar, ebeveynlerin tutum ve tepkilerini detaylı olarak gözlemleme ve öğrenme eğilimindedir. Kendi duygu, düşünce ve davranışlarını bu gözlemler üzerinden anlamlandırırlar. Salgın döneminde ortaya çıkan değişimin adını koyamamış olsalar bile tuhaf giden bir şeyler olduğunu fark ederler. En ufak sürece yönelik paylaşımınız anında odaklarının oraya yönelmesine yol açacaktır. Bu nedenle çocuklar yanınızdayken virüs hakkında konuşmalarınıza ve izlediklerinize ihtimam göstermeniz büyük önem taşımaktadır. Sizi dinlemedikleri, anlamadıkları ve görmediklerini zannetmeniz büyük yanılgı olacaktır.

Siz ebeveynleri de duygulanımsal olarak büyük ölçüde tahribe uğratan bu dönem; unutmayın ki çocuklarda da duygulanım değişikliklerini karşımıza çıkaracaktır. Anormal ve travmatik olarak tanımlanan bu dönemde kaygı, korku ve panik yaşanması normal kabul edilir. Bu duyguların üzeri kapatılır ve gerçekçi yaklaşımdan uzaklaşılırsa, çocuklarda güven kırıcı etkinin oluşması kaçınılmaz sondur. Burada önemli olan çocuğun yansıttığı her ne duygu olursa olsun açık bir şekilde ifade etmesine olanak tanınmalı ve gerekli zaman yaratılmalıdır. Güvenli alan oluşturularak karşılıklı duygu paylaşımına yer verilmesi sürecin oluşturacağı olumsuz etki derecesini azaltacaktır.

Çocukların kaygı ve korkularını anlamaya çalışmak ve koşulsuz kabul etmek, güven alanını destekleyen bir diğer yardımcı unsurdur. Çıkarttığı her duyguya yönelik uygun, gerçekçi ve anlayabilecekleri somut dilde bilimsel açıklamalar sunmak; çocukların bu süreci daha sağlıklı ve en az hasar ile atlatmalarını destekleyecektir. ‘Bu kadar büyütecek bir şey yok’, ‘takma kafana’, ‘iyi düşünürsen kaygını yenersin’, ‘korkacak bir şey yok’ vb. gibi gerçekçi olmayan öneriler ile çocuğun hissettiği duyguları küçük görmek veya yok saymak kafa karışıklığına neden olacaktır. Yalnız, güvensiz ve anlaşılamadığı hissini tetikleyerek korku, panik ve kaygının artmasına zemin hazırlayacaktır.

Çocuklara güvenli bir alanda bulunduklarını ve yalnız olmadıklarını hissettirmek adına; Covid-19 salgınından etkilenen insanlara, pek çok kişinin yardım etmek için hazır olduğunu ifade edebilirsiniz. Hastanelerin, sağlık çalışanlarının, devletlerin ve toplumun elinden geleni yaptıklarını paylaşabilirsiniz. İşler yolunda gitmediğinde yardım alacakları kişi ve kuruluşların varlığı rahatlamalarını sağlayacaktır. Resmi makamlarca sistemde bazı şeylerin yanlış, eksik ve geç yapıldığına yönelik düşünceleriniz varsa bunları ifade etmeniz durumunda, çocukların depresif duygulanımlarında artış görüleceği bilinmelidir.

Bu dönemde çocukların davranışlarında, uyku düzeni ve iştah yapısında önemli bir değişimin var olup olmadığını gözlemleyebilirsiniz. Bu gözlemlediğiniz farklı tutumlar çocuğun yaşadığı duygulanımları ifade etmesinin bir biçimi olabilir. Davranışlarda, rutinlerde ve ruhsal etkilenme derecesinde abartılı değişim olduğunu gözlemlediğinizde profesyonel desteğe başvurmanız önerilmektedir.

 

 

 

Bu gönderiyi paylaş