Tiroid ile İlgili Bilinmesi Gerekenler
TİROİD İLE İLGİLİ BİLİNMESİ GEREKENLER
Az ya da çok çalışması durumunda vücuttaki birçok sistemi olumsuz etkileyebilen tiroid hormonlarının yaşam boyu kontrol altında tutulması gerekiyor. Belirtilerin tiroidin tipine göre değiştiği bu rahatsızlıklarla mücadelede erken tanı, tedavi ve düzenli takip öne çıkıyor. Memorial Hizmet Hastanesi Endokrinoloji Bölümü’nden Uz. Dr. A. Ender Yılmaz, tiroid ile ilgili bilinmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.
Ruh sağlığınız ve günlük enerjiniz de tiroid hormonlarından etkilenir.
Tiroid bezi, vücutta hayati fonksiyonları olan organların çalışma hızlarını düzenleyen, bu faaliyetlerin yerine getirilmesinde yardımcı olan bir organımızdır. İnsan vücudundaki tüm sistemleri ve tüm dokuları etkileyebilmektedir. Saçlardan kalbe, beyne kadar hemen her doku, tiroid tarafından salgılanan T3 (triiodotironin) ve T4 (tiroksin) adı verilen hormonlar tarafından etkili bir şekilde kontrol edilmektedir. Buna genel olarak “metabolizma” adı verilmektedir. Tiroid bezinin çalışma durumu ruh sağlığını da yakından ilgilendirir. Günlük enerjiyi, ruh halini ve uyku düzenini etkilemektedir. Tiroid boyun bölgesinde “adem elması” olarak tanımlanan bölgenin altında bulunur. Normal boyutunda iken ne gözle görülebilir ne de elle hissedilebilir.
Halsizlik, kilo artışı hatta diyabet kolesterol gibi rahatsızlıkların tedavisini de güçleştirir.
Çok fazla sayıda tiroid hastalığı mevcuttur. Buna ek olarak çoğu tiroid hastası var olan hastalığının farkında değildir. Çoğu kişi var olan şikayetlerinin tiroid kaynaklı olduğundan habersizdir. Halsizlik, yorgunluk, saç dökülmesi, çarpıntı, kilo alma, kabızlık, adet düzensizlikleri, uyku problemleri, mide ve bağırsak şikayetleri, hafıza zayıflığı, hatta tansiyon, şeker, kolesterol gibi hastalıkların yeterli derecede kontrol altına alınamaması ilaçların yetersiz kalması veya zehirli etki göstermesi bile tiroid rahatsızlıklarından kaynaklanabilmektedir.
Belirtiler tiroidin tipine göre değişiyor.
Tiroid bezinin sağlıklı olup olmadığı, laboratuvar incelemeleri ve boyun ultrasonografik görüntüleme yöntemleri ile kolayca anlaşılabilmektedir. Tiroidlere bağlı birçok hastalık bulunmaktadır. Tiroid bezinin hastalıklarına halk arasında genel olarak “guatr” denmektedir. En yaygın olanları şunlardır:
•Hipotiroidi: Tiroid yeterli tiroid hormonu üretmez.
•Hipertiroidi: Tiroid çok fazla tiroid hormonu üretir.
•Noduler guatr: Normal tiroid fonksiyonu olmasına rağmen tiroidin şekli bozulmuş, şişlikler veya nodüller oluşmuştur. Bu üç yaygın bozukluk kişide birçok rahatsızlığa neden olmaktadır.
Birçok ciddi rahatsızlığın altında tiroid fonksiyon bozukluğu olabilir. Bununla birlikte bazı hastalıkların ilaçla tedaviye yanıt vermemesindeki neden tiroid fonksiyon bozukluğu olabilmektedir. Eğer tiroid bezi yeterli hormon üretmiyorsa ( hipotiroidi); hareketlerde yavaşlama, depresyon, yorgunluk, kuru cilt ve saç, kabızlık, kas krampları veya kilo alımı olabilir.
Hipertiroidi belirtileri ise; kilo kaybı, sinirlilik, huzursuzluk, artan terleme, çarpıntı, ellerde titreme, anksiyete, uyuma güçlüğü, artan bağırsak hareketleri, ince kırılgan saç ve kas zayıflığı içerebilir.
Boyunda şişlik, yutma güçlüğü veya yutkunurken takılma, boğazda gıcık hissi gibi belirtiler ise “nodül” denilen tiroid bezi şişliklerinden kaynaklanabilmektedir.
Kadınlarda daha sık görülüyor.
Tiroid bezi hastalıkları özellikle kadınlarda daha sık görülmektedir. Ayrıca iyot eksikliği olan bölgelerde fazla görüldüğü bilinmektedir. Türkiye bu açıdan riskli bölgeler arasındadır. Bunun yanında erkek hastalarda tiroid hastalığı hayati riski artırabilir. Sigara içenler, radyasyona maruz kalanlar, ailede guatr öyküsü olanlar, yetersiz beslenenler ve yaşlılar da tiroide yatkınlığı bulunan gruptadır.
Erken tanı hayat kurtarıyor.
Geçmiş yıllarda çoğu tiroid hastalığına teknolojik yetersizlik nedeniyle tanı konulamıyordu. Günümüzde ilerleyen tıp sayesinde tiroid hastalıklarının teşhisiçoğu zaman bir kaç kan testi ile konabilir, hatta erken tedavi ile tiroid hastalıkları düzelebilir hale geldi. Ayrıca tanı ve tedavi yöntemlerinin gelişmesi nedeniyle tiroid bezi kanserleri de daha sık teşhis edilir ve erken tedavi ile başarılı sonuçlar elde edilir oldu.
Tiroid nodülü olan hastalarda cerrahi ne zaman uygulanır?
Öncelikle tiroid nodülünün bening yani iyi huylu yada malign yani kötü huylu olup olmadığı kesinleştirilmelidir. Bunun için öncelikle kan testleri ve görüntüleme yöntemleri yapılır. Bunların arasında tsh st3 st4 kan testleri ve tiroid ultrasonu ve sintigrafisi gibi görüntüleme yöntemleri en sık kullanılanlardır.
Tiroid hormon testleri özllikle hastanın metabolizmasını ve tiroid fonksiyon larını gösteren en önemli testlerdir. Bu testlerden sonra hastanın ultrasonografik olarak nodülün şekli çapı sertlik derecesi , damarlanma özellikleri, kenar özellikleri araştırılır, ayrıca sintigrafi ile ndoülün hormon üreten (sıcak) veya hormon ütretmeyen (soğuk) nodül olup olmadığı belirlenir. Pratik olarak bu yöntemler çoğu vakada yol göstericidir. Cerrahi ancak bu yöntemler uygulandıktan sonra yapılabilir. Özellikle kötü huy şüphesi olan ndoülölerde ise ek olark bir tetkik daha gerekir. Bu tetkik ince iğne aspirasyon sitolojisi dir.
Nodülden ince iğne ile yapılan aspirasyon tetkiki en önemli tetkiktir. Bunun sonucuna göre eğer şüpheli veya malign ise nodül çıkartılmasına karar verilir. Bazı durumlarda ise nodül veya nodüller iyi huylu olmasına rağmen cerrahiye karar verilebilir. Bu nodüller yüksek riskli olup klinik olarak kontrol altına alınamayacak veya takibi güç olan nodüllerdir. Örneğin aşırı büyük olup solunum baskısı yapabilen tiroid nodülleri yada birden fazla sayıda olup sürekli sayı ve büyüklük artışı gösteren nodüller gibi. Bunun yanında bazı durumlarda hastanın estetik kaygıları ile yani boyun şişliğinin belirgin olduğu durumlarda da cerrahi hastanın isteği doğrultusunda yapılabilir. Bu tür sosyal ve kişisel endikasyonlar artırılabilri ancak tıbben tiroid nodülünün cerrahi olarak alınmasının boyut olarak bir kriteri artık kullanılmamaktadır. Tıbbi olarak zorunluluk gerektiren durumlar sadece kanser varlığı yada aşırı solunum baskısı yapmasıdır. Tiroid nodülü cerrahi olarak alınmadan önce kişinin yaşı sosyal durumu ve yaşantısının etkilenmesi gibi birçok sebep göz önüne alınmalı ve bunlara göre değerlendirilmelidir. Günümüzde cerrahi yöntemlerin ve uygulamaların gelişmesi yanında cerrahi öncesi yapılan tetkiklerin de gelişmesi sonucunda nodüllerin %99 üzerinde bir kesinlikle kötü veya iyi huylu olup olmadıkları tespit edilebilmekdir.