AKRAN ZORBALIĞI
AKRAN ZORBALIĞI
1970’li yıllarda İskandinav ülkelerindeki bir okulda bir grup öğrencinin bir diğer grup öğrenciye saldırgan davranışlar sergilemesi ve üç öğrencinin intihar etmesi ile sonuçlanan üzücü bir olay sonrası İsveçli psikolog Dan Olweus, zorbalık ile ilgili ilk bilimsel çalışmaları gerçekleştirmeye başlamıştır. Zorbalık önceki yıllarda da yaşanmaktaydı fakat okul ortamındaki sosyal öğrenme alanının bir parçası olarak görülmekteydi. Ta ki öğrencilerde ciddi psikolojik rahatsızlıklara ve olumsuz sonuçlara neden olduğu fark edilene kadar…
Akran zorbalığı, aynı yaş dönemi çocuklar arasında gözlenen, herhangi bir kışkırtma unsuru bulunmadan aralarında fiziksel ve duygusal güç dengesizliği olan çocuklardan güçlü olanın karşı tarafa kasıtlı ve sistemli bir biçimde uyguladığı, zorbalığa maruz kalan çocuğa korku, endişe ve zarar vermeyi amaçlayan fiziksel, sözel ve psikolojik olumsuz davranışlardır.
Akran zorbalığının türlerine baktığımızda karşımıza fiziksel zorbalık, sözel zorbalık, ilişkisel/sosyal zorbalık, siber zorbalık ve cinsel zorbalık olmak üzere toplam beş başlık çıkmaktadır. Fiziksel zorbalık, en sık tespit edilen türdür. En sık tespit edilmesinin nedeni ise dışardan kolaylıkla gözlemlenebiliyor olmasıdır. Zorba ve mağdur çocuk arasındaki yaş ve kuvvet dengesizliği ne kadar fazla ise mağdurun göreceği zarar da o derece fazla olacaktır. Saç çekme, yumruk atma, tokat atma, eşya çalma gibi davranışları içermektedir. Sözel zorbalık, dışardan izlenmesi görece daha zor olan ancak en sık yaşanan zorbalık türüdür. Sözel zorbalığa sürekli olarak maruz kalan mağdur çocuğun zaman içerisinde özgüveni ve benlik saygısı olumsuz şekilde etkilenir ve çocuk sosyal çevresinden uzaklaşma eğilimine geçebilir. Aşağılama, isim takma, dalga geçme gibi davranışları içermektedir. İlişkisel/Sosyal zorbalık dışarıdan anlaşılması en güç olan zorbalık türüdür. Genellikle birden fazla zorba çocuğun yer aldığı bir yapılanma içerisinde gerçekleşir. Burada amaç, mağdur çocuğu sosyal grubun dışında bırakmak, onu izole etmektir. Bu amaç doğrultusunda gerçekleştirilen davranışlardan bazıları dışlama, oyun veya diğer etkinliklere almamaktır. Siber zorbalık, günümüz teknolojisinde adını daha sık duymaya başladığımız bir türdür. Burada mesaj, e-posta, sohbet odaları veya sosyal medya hesapları üzerinden olumsuz etkiye neden olabilecek yazılar, görüntüler, içerikler gönderme veya özel mesajların, görüntülerin diğer kişiler ile paylaşılması söz konusudur. Son tür olan cinsel zorbalık ise cinsel teklifte bulunma, teşhircilik ve röntgencilik gibi olumsuz davranışları içermektedir.
Akran zorbalığı genellikle okul ortamında gerçekleşir. Çünkü aynı yaş dönemine sahip çocukların bir arada olduğu ve bu durumun uzun süre devam ettiği öncelikli alan, okul ortamıdır. Zorbalık davranışı, okul-sınıf içerisinde gerçekleşebileceği gibi okulun çevresinde de gerçekleşebilir. Akran zorbalığının okulda denetimin ve yetişkin gözetimin görece daha az olduğu okul bahçesi, yemekhane, koridorlar, soyunma odaları, tuvaletler gibi ortamlarda yaşanma olasılığı daha fazladır.
Akran zorbalığı ile ilişkili faktörlere baktığımızda yaş, öncelikli faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Zorbalığın, ilkokulda artmaya başladığını, erken ergenlik dönemine denk gelen ortaokulda en üst seviyeye ulaştığını ve lisede ise azalma eğilimine geçtiğini bilmekteyiz. Zorbalık en sık 11–15 yaşta görülmektedir. İkinci faktör olan cinsiyet ise kız ve erkek çocuklarının hangi zorbalık türünü daha fazla sergilediği noktasında zorbalık ile anlamlı ilişkiye sahiptir. Erkekler fiziksel; kızlar ise sözel ve ilişkisel zorbalığı daha fazla sergilemektedir. Bunun nedeni ise toplumsal cinsiyet rolleridir. Akademik başarı ise zorbalık ile negatif ilişkiye sahip bir faktördür. Bir okulun akademik başarısı ve çocukların akademik hedef doğrultusunda birbirleriyle kurdukları olumlu iletişim ne kadar fazla ise o okulda akran zorbalığı görülme olasılığı o kadar azalacaktır.
Akran zorbalığının nedenleri bireysel, ailesel ve çevresel nedenler kapsamında ele alınabilir. Bireysel nedenlerden ilki psikolojik nedendir. Bazı çocuklar genetik olarak daha saldırgan ya da kaygılı yapılanmaya sahip olabilir. Bu durum bir çocuğu doğrudan zorba ya da mağdur yapmamakla birlikte çevresel koşul ile desteklenir ise çocuğun mağdur ya da zorba olma eğilimini artırabilir. Örneğin kaygılı yapılanmaya sahip bir çocuk, annesinin aşırı koruyucu tutumu ile büyürse mağdur rolüne daha yakın olabilir. İkincisi ise fiziksel nedendir. Bedensel olarak güçsüz görünen, aşırı kilolu ya da aşırı kısa boylu olan çocukların zorbalığa maruz kalma ihtimalleri daha fazladır. Ailesel nedenlerde ise zorba çocukların aile yapısında otoriter tutumun olduğu, şiddetin ceza olarak kullanıldığı, problem çözmede gücün öneminin vurgulandığı, sevgi-ilgi ve denetimin yetersiz olduğu; mağdur çocukların aile yapısında ise yakın aile ilişkisi ve aşırı koruyucu tutumun mevcut olduğu bilinmektedir. Son olarak çevresel neden ise denetimsiz bir şekilde uzun süre şiddet içerikli medya içeriklerine maruz kalmanın, olumsuz davranışları normalleştirme, içselleştirme ve sözü edilen davranışları gerçekleştirme eğilimini artırabileceği yönündedir.
Akran zorbalığı hikâyesinde zorba, mağdur ve izleyiciler rol almaktadır. Zorba, zorbalık davranışını gerçekleştiren çocuk veya çocuk grubudur. Zorba çocukların kişilik yapılanmalarını ele aldığımızda, sadece akranlarına karşı değil genellikle herkese karşı saldırgan bir tutuma sahip olduklarını, dürtülerini-öfkelerini kontrol etmekte zorlandıklarını ve başkalarının duygularını önemsemediklerini görmekteyiz. Mağdur ise zorbalık davranışına maruz kalan çocuk ya da çocuk grubudur. Mağdur çocuklar genellikle kaygılı, içine kapanık bir kişilik örüntüsüne sahiptir. Tehdide karşı duyarlıdırlar. Zorbalık davranışı karşısında kendilerini yetersiz ve çaresiz hissederler. İzleyiciler ise zorbalık olayını dışardan izleyen çocuklardır ve kendi içlerinde ayrılırlar. Pasif izleyiciler, olayı görmüyormuş gibi davranır; pekiştiriciler, zorbayı farklı şekillerde kışkırtır; aktif katılımcılar, fiziki olarak zorbaya yardımcı olur ve savunucular ise zorba ile yüz yüze gelerek mağdura yardımcı olmaya çalışır.
Akran zorbalığının sonuçlarına baktığımızda; mağdur olmanın fiziksel, sosyal ve psikolojik anlamda birçok olumsuz sonucu vardır. Bunlar; okulu sevmeme, okuldan korkma, okulu bırakma, zayıf akademik başarı gösterme, karın-baş ağrısı gibi fiziksel semptomlar gösterme, depresif belirtiler gösterme, kendine zarar verme düşüncelerine sahip olma ve intihar etmeye kalkışmadır. Zorba olmanın sonuçları ise hem bireysel hem de toplumsal anlamda olumsuz etkilere sahiptir. Nitekim zorba çocukların ergenlik döneminde davranış bozuklukları ve yetişkinlikte anti sosyal davranış geliştirme eğilimleri mevcuttur. Okulu bırakma görülür ve bu çocuklar çoğunlukla iş sahibi olmakta güçlük yaşar. Olumlu sosyal ilişkileri kuramadıkları ve sürdüremedikleri gözlemlenmektedir.
Her çocuk ve her zorbalık olayı biricik olmakla birlikte olası bir zorbalık durumunda aile olarak sahip olunması önerilen genel işlevsel yaklaşımlar mevcuttur. İlk olarak çocuğunuz mağdur rolünde ise çocuğu dinlemek ve ona güven vermek kıymetli olacaktır. Empatik tutuma sahip olunarak duyguları hakkında konuşmasına alan tanıyabilir ve desteklenmesi gereken alanları güçlendirmeye çalışabilirsiniz. Zorbalık döngüsünde yer almayan okul arkadaşları ile sosyal ilişkilerini güçlendirmek adına okul dışı aktiviteler düzenlenebilir. Çocuğun iyi olduğu ve onu mutlu eden bir alanda günlük olarak vakit geçirmesi sağlanabilir. İhtiyaç halinde psikolojik destek alınmalıdır. Çocuğunuz zorba rolünde ise konuyu mümkün olduğunca sakin kalmaya çalışarak ele almak önemli olacaktır. Çocuğun davranışı asla savunulmamalı ve zorbalığın kabul edilemez olduğu vurgulanmalı. Saldırgan davranışlar ile istediğini elde ettiği bir döngüye izin verilmemeli. Mağdur arkadaşının duygularını anlamaya çalışmasına yönelik empati yapması sağlanmalı. İhtiyaç halinde psikolojik destek alınmalıdır.
Okullardaki genel uygulamalara ek olarak akran zorbalığını azaltma ve önlemede başarılı oldukları bilinen çeşitli programlar da mevcuttur. Bu programların dünyada kullanımları daha yaygındır. Uzun süreli ve örneklemleri fazla olan başlıca dört program ise şu şekildedir; Olweus, KiVa, No Trap! ve VISC. VISC (Viennese Social Competence Program) Viyana Sosyal Yeterlilik Programı, Viyana Üniversitesi Psikoloji Bölümü tarafından geliştirilen, Türkiye işbirlikçisi Ege Üniversitesi Psikoloji Bölümü olan ve Türkiye’de de bazı okullarda uygulanmakta olan bir programdır. Ortaokul (4. ve 5. sınıf, 10-11 yaş) seviyesine uygun olan programın, uygulama süresi 1 yıldır. Sözü edilen programın okul, sınıf ve bireysel olmak üzere 3 düzeyde çeşitli uygulamaları mevcuttur.
Sonuç olarak akran zorbalığı, birey, okul, aile ve toplumla ilişkili oldukça bütüncül bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla akran zorbalığını önleme konusu önemli bir mesele olarak karşımıza çıkmaktadır. Akran zorbalığını önlemenin öncelikli adımları ise akran zorbalığı konusunun farkında olmak ve akran zorbalığının ne olduğunu bilmektir.
Sağlıklı ve mutlu nesiller yetişmesi dileğiyle…
Uzm. Psk. Tuğçe DOĞAN
KAYNAKÇA
Aksoy, G. (2019). Okullarda Yaşanan Akran Zorbalığının Nedenlerine ve Müdahale Yöntemlerine İlişkin Okul Yöneticileri ve Öğretmenlerin Görüşleri (Yüksek lisans tezi). Marmara Üniversitesi, İstanbul.
Ayas, T. ve Pişkin, M. (2011). Lise Öğrencileri Arasındaki Zorbalık Olaylarının Cinsiyet, Sınıf Düzeyi ve Okul Türü Bakımından İncelenmesi. İlköğretim Online 10(2), 550-568.
Doğan, Ş. (2022). Okul Temelli Zorbalık Önleme Programlarının İncelenmesi. Sosyal Araştırmalar ve Davranış Bilimleri Dergisi. 8(16). 661-674.
Ergül, A. (2009). Bir Grup Süreci Olarak Akran Zorbalığı: Katılımcı Rolü Gruplarında Tepkisel-Amaçlı Saldırganlık ve Toplumsal Konum (Yüksek lisans tezi). Ankara Üniversitesi, Ankara.
Işık, Ş. ve ark. Zorba ya da Mağdur: Bizim Çocuklarımız. (Bilgilendirme kitapçığı). Gazi Üniversitesi Vakfı Özel Okulları. Gazi Üniversitesi, Ankara.
Seven, Z. D. ve Uçar Çabuk, F. Okul Öncesi Dönemde Akran Zorbalığı ile ilgili Yapılan Çalışmaların İncelenmesi. International Journal of Arts&Social Studies. 6 (10). 1-17.
VISC Projesi http://www.viscprogram.eu/internationale-implementierung/tuerkei/ adresinden alındı.