BYPAS AMELİYATINDA ÇÖZÜMLER
KORONER DAMARLAR ve DOLAŞIM
Kalp adelesi hiç tartışmasız vücudumuzun en çok çalışan ve en büyük işi yapan adelesidir. Kalbimiz hiç durup dinlenmeden vücudumuzun ihtiyacı olan kanı pompalamaktadır. Kalp ortalama bir dakika içinde 5-6 litre kan pompalar. Bu miktar bir saat içinde 300-350 litre, bir gün içinde ise 7000-9000 litre, yani ağırlık olarak 7-9 ton kan pompalanması demektir. Bu kadar ağır bir işi hiç durup dinlenmeden yaşam boyunca yapar. Böyle bir çalışma temposunu başarabilmesi için kalp adelesinin çok iyi beslenmesi lazımdır. Bu da “koroner damarlar” dediğimiz kalp adelesini adeta bir örümcek ağı gibi saran damarlar vasıtasıyla olur. Bu damarlar 3-4 mm.çapında ana damarlar ve bu damarlardan yayılan ve gittikçe daha incelen dallardan oluşur. Bilindiği gibi kalbin sağ ve sol tarafı vardır. Sağ kısmı genellikle dolaşımda oksijenini yitirmiş halk arasındaki tabiriyle kirlenen kanı akciğerlere gönderip tekrar oksijenlenmesini sağlayan taraftır. Sol taraf ise temiz, yani yüksek oksijenli kanı bütün vücuda gönderip dolaşımını sağlamakla görevlidir. Tahmin edilebileceği üzere sağ kısmının iş yükü sola oranla çok daha azdır. Bu nedenle sağ tarafın adele yapısı da sol tarafa göre çok daha zayıf ve incedir.
DAMAR SERTLİĞİ ( ATEROSKLEROZ)
Kalp adelesinin görevini yapabilmesi için onu kanla besleyen koroner damarlarda kan akımını engelleyen hastalıklar genellikle damar sertliği dediğimiz durumla ilgilidir. Damar sertliği ya da tıbbi terminolojisi ile “ateroskleroz” damar tabakalarının elastik ve güzel yapısının bozularak daha sert bir hal alması olarak kabaca yorumlanabilir. Damar içinde akan kandan yıllar içinde yavaş yavaş damar iç yüzeyinde biriken materyaller (kolesterol, kalsiyum, kanın şekilli elemanları v.b) bu sertliğin oluşmasındaki en önemli faktörlerdir. Damar duvarındaki birikimler yer yer damarı daraltacak boyutta küçük tepecikler oluştururlar. Bunlara “plak” denir. Plakların damar içinde % 70 ve üzerinde daralmaya yol açması kan akımında sorun yaratmaya başlar. Özellikle efor sırasında kan ihtiyacı daha da fazla artacağından bu dar yerden azalan miktarda geçen kan darlığın altındaki kalp adelesinin artan kan ihtiyacını artmaya yetmez. Bu durumda ihtiyacının çok altında kan alan kalp dokusunda ağrı olur. Bu ağrı kalp ağrısı yani “angİna pektoris” tir. Koroner kalp hastalığının en önemli belirtisidir ağrı. Tipik olarak ağrı eforla gelir, göğsün sol tarafında baskı tarzındadır, sol kola yayılabilir ve hasta bütün enerjisinin bittiğini hisseder ve yaptığı eforu bırakmak zorunda kalır. Ağrı her zaman göğsün solunda olmaz. Bazen sağ tarafta, bazen mide ağrısı gibi, bazen de diş kamaşmasına benzer, bazen de sırta vurur. Bu ağrı genellikle kısa sürer ve dakikalar içinde geçer .Özellikle şeker hastalarında ağrıyı ileten sinirlerde hasar oluşabildiğinden ağrı hissetmeyebilirler. Bazen de koroner damarda ciddi daralmalar olmasına rağmen ağrı olmayabilir. Ağrı bir uyarıdır ve ağrısı olan insanlarda tanı koymak daha kolaydır.
KALP KRİZİ :
Koroner kalp hastalıklarında en istenmeyen durum daralmış damarların tam tıkanması durumudur. Buna “ kalp krizi” veya tıbbi deyimi ile “miyokard infarktüsü” diyoruz. Yukarıda söz ettiğimiz damar içindeki plak yapılarında çatlama gibi plak bütünlüğünü bozan bir hadise olduğunda oraya hızlıca toplanan kan hücreleri burada bir tür pıhtı oluşumuna ve damarın bu şekilde tıkanmasına neden olur. Bu tıkanıklık olduğunda vücudun pıhtı eritici sistemleri devreye girerek pıhtıyı eritmeye çalışır. Tıkanma olaylarının yarısında vücut tarafından bu pıhtı kısmen veya tamamen eritilerek tekrar damardan bir miktar kan akımı sağlanır. Vücudumuzun bu mükemmel özelliği sayesinde kalbin kriz nedeniyle gördüğü hasar bir nebze de olsa azaltılabilir. Tıkanıklığın açılamadığı durumlarda ise tıkanıklığın altında kalan kalp dokusu hasar görmeye başlar. Bu tıkanıklık birkaç saat içinde açılabilirse kalp az hasar görür. Tıkanana damarın görevi, önemi ve tıkanma seviyesinin yüksekliği kalp krizinin sonuçlarının ciddiyetini belirler. Örneğin yan dallarda veya damarların alt seviyelerinde olan tıkanıklıklar çok etkili olmazken LAD dediğimiz damarın yukarı seviyelerden tıkanması % 50-60 hastada hastaneye dahi gidemeden ölümle sonuçlanır. Yaşayan hastaların da kalp adelesinin gördüğü hasar nedeniyle düzeltilemeyecek bir kalp yetmezliği ortaya çıkabilir. Bu nedenle biz hekimlerin tüm amacı kalp krizi gelişmeden önce hastalığa tanı koyup uygun tedavileri düzenlemektir. Göğüs ağrısı olan hastalar bu açıdan şanslı hastalardır. Bu nedenle hastalığın tanısı daha erken koyulabilir. Göğüs ağrısı olmayan hastalarda ise rutin kontroller önem taşımaktadır. Rutin kontroller sırasında da şüphelenip anjiyo yaptırdıktan sonra zamanında tanı koyduğumuz birçok hasta bulunmaktadır.
KALP KRİZİ İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ
Hastalar kendi risk faktörlerini kendileri de değerlendirebilir. Birçok risk faktörü düzeltilebilir risk faktörüdür. En çok kabul gören risk faktörleri:
- Sigara kullanımı
- Şişmanlık
- Hipertansiyon
- Kan yağlarındaki yükseklik
- Şeker hastalığı
- Hareketsiz yaşam
- Kronik akciğer hastalıkları
- Yoğun stres
- Kötü beslenme
Bu faktörlerin hepsi düzeltilebilir. Sigara bırakılabilir, kilo verilebilir, tansiyon , şeker ve kolesterol gerekirse ilaç tedavisi ile düzenlenebilir, daha hareketli bir yaşam, stres kontrolü, beslenme düzenlemesi hepsi mümkündür. Burada unutulmaması gereken en önemli şey bu faktörlerin uzun yıllar içinde kalp damarlarını bozduğudur. Dolayısıyla yıllardır bu faktörleri taşıyan hastanın bunlar düzelir düzelmez kalp hastalığı riskinin sıfırlandığını söylemek mümkün değildir. Bu nedenle bu sorunlar ne kadar erken düzeltilirse kalp hastalığına katkısı da o kadar az olur. Değiştiremeyeceğimiz en önemli risk faktörü genetiktir. Özellikle birinci derece akrabalarında erken yaşlarda kalp krizi, ani ölüm, stent, bypass ameliyatı gibi hadiselerin yaşanmış ve yaşanıyor olması kişiyi koroner kalp hastalıkları yönünden en yüksek risk grubuna koyar. Bu kişilerde yukarıdaki değiştirilebilir risk faktörleri çok daha önem arzeder.
KORONER KALP HASTALIKLARINDA TANI VE TEDAVİ
Koroner arter hastalığı düşünülen hastalarda kesin tanı “ koroner anjiyo” ile koyulur. Anjiyo ile damarların anatomisi, varsa darlıklar , darlık seviyeleri direkt gözle görülebilir. Koroner damar hastalığı kesinleşmiş hastalarda 3 tedavi masada olur. Birincisi tıbbi tedavi. Bu tedavi genellikle damarlarındaki darlıklar kritik olmayan hastalarda kalbin iş yükünü azaltmak, biraz kanı sulandırmak ve damarlardaki darlık derecelerinin ilerlemesini azaltmak amacıyla yapılır. Bazı grup hastalarda damar genişletici ilaçlar da kullanılabilir.
İkinci tedavi seçeneği balon ve stent ile damarlardaki darlıkların açılmasıdır. Bu tedavileri genellikle fazla sayıda damarda darlık olmayan, damar çapları geniş, hayati damarların yukarı seviyelerinde darlık olmayan hastalar için kullanılır. Kalp fonksiyonları bozulmuş, damarlar ince ve kıvrıntılı, darlık olan damar sayısı fazla ve kritik damarların çok yukarı seviyelerinde darlık olan hastalar için bypass seçeneği daha uygun bir tedavidir.
Damar darlıkları önemli olan hastalarda tedavinin balon/stent uygulamasıyla mı yoksa bypass ameliyatı ile mi tedavi edilmesi gerekliliği önemli ve hassas bir konudur. Doktorlar bu kararları genellikle onbinlerce hasta üzerinde yapılan işlemlerin sonuçlarının yayınlandığı kılavuzlardaki önerilere göre verirler. Tedavide amaç yapılan işlemin uzun yıllar hastayı sorunsuz idare edebilmesidir. Bu nedenle tedavi tercihinin hekimler tarafından çok dikkatli yapılması gerekir. Stent ile başarılı bir şekilde tedavi edilebilecek bir hastaya ameliyat riskini vermek doğru bir yaklaşın değildir. Diğer taraftan ameliyat olması gereken hastaya stent koymak ta belki o sırada işi çözmüş gibi gösterebilir ama kısa vadede daralan veya tıkanan stentler daha büyük tehlike yaratabilirler.
BYPASS AMELİYATLARI
Tıkalı ya da daralmış damarın bu bölgesinin alt tarafına yeni bir damar dikilerek kan akımının bu yeni dikilen damar vasıtasıyla sağlanması işlemine bypass (baypas) ameliyatı denilmektedir. Örneğin LAD dediğimiz soldaki ana damarın darlık veya tıkanıklarında tıkalı bölgenin hemen alt tarafına göğüs kemiğinin hemen solunda aşağı doğru inen sol meme damarının ( sol IMA) yerinden çıkarılıp dikilmesi ile bu damarın baypası sağlanmaktadır. Diğer damarlar için göğsün sağ tarafındaki meme damarı, kol atar damarı, bacaktaki yüzeyel toplar damar sistemi (safen damarı) gibi damarlar bypass yapmak üzere sıklıkla kullanılan damarlardır. Bypass ameliyatı dolaşımı kalp akciğer makinasına bağlayıp kalbi durdurup çok rahat bir şekilde damar veya damarların hedef damarlara dikilmesi şeklinde klasik yöntemle yapılabilir. Ya da uygun hastalarda kalp çalışıyorken hiçbir makinaya bağlamadan yapılabilir (off pump= pompasız, atan kalpte bypass). Kapalı bypass denilen yöntem budur. Bypass ameliyatları göğüs üzerinde yapılan kesi göğüs kemiğini önden açmak şeklinde “klasik” bir kesi ile yapılabildiği gibi özellikle son zamanlarda göğsün sol tarafında yere paralel,göğüs kemiğine dik memenin ya biraz üzerinden ya da biraz altından yapılan 6-7cm.lik bir kesi ile de yapılabilir.
Bu ameliyatların hepsinin avantajları ve dezavantajları vardır. Hasta uygunlukları da vardır. Ameliyatı gerçekleştirecek cerrah ile ameliyat yöntemleri, kullanılacak damar greftleri , avantaj ve dezavantajları, ameliyatın riskleri detaylı bir şekilde konuşulmalıdır.
Bypass ameliyatları en sık yapılan kalp ameliyatlarıdır. Normal şartlarda ameliyat riskleri oldukça düşük , başarı oranları ise yüksektir. Bununla birlikte bypass ameliyatındaki başarı hastanın ameliyatını olup hastaneden taburcu olması değil, yıllar boyunca kalbiyle ilgili böyle bir problemi yaşamamasıdır.
Unutulmaması gereken en önemli şey balon, stent veya bypass ameliyatının hastalığı tedavi etmediği gerçeğidir. Bu tedaviler tıkalı damarlar için yaratılan çözümlerdir. Tıpta “ateroskleroz” halk arasında ise “damar sertliği ” olarak bilinen ve damarlarda daralmalara ve tıkanmalara sebep olan hadise ilerleyici bir hastalıktır. Ameliyat olan hastaların mutlaka damar sertliğini oluşturucu faktörleri olabildiğince ortadan kaldırma konusunda yoğun çaba sarfetmelidir.
Bilgi ve Randevu için;
0 312 666 7 666