KALP KRİZİ

Koroner kalp hastalıklarında en istenmeyen durum daralmış damarların tam tıkanması durumudur. Buna “ kalp krizi” veya tıbbi deyimi ile “miyokard infarktüsü” diyoruz. Yukarıda söz ettiğimiz damar içindeki plak yapılarında çatlama gibi plak bütünlüğünü bozan bir hadise olduğunda oraya hızlıca toplanan kan hücreleri burada bir tür pıhtı oluşumuna ve damarın bu şekilde tıkanmasına neden olur. Bu tıkanıklık olduğunda vücudun pıhtı eritici sistemleri devreye girerek pıhtıyı eritmeye çalışır. Tıkanma olaylarının yarısında vücut tarafından bu pıhtı kısmen veya tamamen eritilerek tekrar damardan bir miktar kan akımı sağlanır. Vücudumuzun bu mükemmel özelliği sayesinde kalbin kriz nedeniyle gördüğü hasar bir nebze de olsa azaltılabilir. Tıkanıklığın açılamadığı durumlarda ise tıkanıklığın altında kalan kalp dokusu hasar görmeye başlar. Bu tıkanıklık birkaç saat içinde açılabilirse kalp az hasar görür. Tıkanana damarın görevi, önemi ve tıkanma seviyesinin yüksekliği kalp krizinin sonuçlarının ciddiyetini belirler. Örneğin yan dallarda veya damarların alt seviyelerinde olan tıkanıklıklar çok etkili olmazken LAD dediğimiz damarın yukarı seviyelerden tıkanması % 50-60 hastada hastaneye dahi gidemeden ölümle sonuçlanır. Yaşayan hastaların da kalp adelesinin gördüğü hasar nedeniyle düzeltilemeyecek bir kalp yetmezliği ortaya çıkabilir. Bu nedenle biz hekimlerin tüm amacı kalp krizi gelişmeden önce hastalığa tanı koyup uygun tedavileri  düzenlemektir. Göğüs ağrısı olan hastalar bu açıdan şanslı hastalardır. Bu nedenle hastalığın tanısı daha erken koyulabilir. Göğüs ağrısı olmayan hastalarda ise rutin kontroller önem taşımaktadır. Rutin kontroller sırasında da şüphelenip anjiyo yaptırdıktan sonra zamanında tanı koyduğumuz birçok hasta bulunmaktadır.

 

KALP KRİZİ İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ

Hastalar kendi risk faktörlerini kendileri de değerlendirebilir. Birçok risk faktörü düzeltilebilir risk faktörüdür. En çok kabul gören risk faktörleri:

1.      Sigara kullanımı

2.      Şişmanlık

3.      Hipertansiyon

4.      Kan yağlarındaki yükseklik

5.      Şeker hastalığı

6.      Hareketsiz yaşam

7.      Kronik akciğer hastalıkları

8.      Yoğun stres

9.      Kötü beslenme

Bu faktörlerin hepsi düzeltilebilir. Sigara bırakılabilir, kilo verilebilir, tansiyon , şeker  ve kolesterol gerekirse ilaç tedavisi ile düzenlenebilir, daha hareketli bir yaşam, stres kontrolü, beslenme düzenlemesi hepsi mümkündür. Burada unutulmaması gereken en önemli şey bu faktörlerin uzun yıllar içinde kalp damarlarını bozduğudur. Dolayısıyla yıllardır bu faktörleri taşıyan hastanın bunlar düzelir düzelmez kalp hastalığı riskinin sıfırlandığını söylemek mümkün değildir. Bu nedenle bu sorunlar ne kadar erken düzeltilirse kalp hastalığına katkısı da o kadar az olur.  Değiştiremeyeceğimiz en önemli risk faktörü genetiktir. Özellikle birinci derece akrabalarında erken yaşlarda kalp krizi, ani ölüm, stent, bypass ameliyatı gibi hadiselerin yaşanmış ve yaşanıyor olması kişiyi koroner kalp hastalıkları yönünden en yüksek risk grubuna koyar. Bu kişilerde yukarıdaki değiştirilebilir risk faktörleri çok daha önem arzeder. 

Bilgi ve Randevu için;

0 312 666 7 666

Bu gönderiyi paylaş