OSTEOPOROZ (KEMİK ERİMESİ)

Tanım

Osteoporoz düşük kemik kütlesi ve kemik dokusunun mikromimari yapısının bozulması sonucu kemik kırılganlığının ve kırık olasılığının artması ile takdim olur. Sistemik, kronik ve progresif bir hastalıktır. Çünkü ilk kırık sonrası ikinci kırık için risk artmaktadır.

 

Önemi

Beklenen yaşam süresinin artışı ile önemi daha da artmaktadır. 60-70 yaş kadınların 1/3’ünde, 50 yaş üzerindeki erkeklerin yaklaşık %20’sinde yaşamlarının geri kalan bölümünde osteoporoza bağlı bir kırık oluşabilecektir. Kemik gücü ve düşmeye eğilim arasında ilişki vardır. Osteoporoz ilişkili frajilite kırıkları spontan veya düşük enerjili travma ile oluşan kırıklardır. Fiziksel ve fonksiyonel kısıtlılık, şekil bozukluğu, kronik ağrı, engellilik ve bağımlılık, psikososyal-emosyonel sorunlar nedeni olurlar. Kalça kırıkları sonrası hastaların yarısından azı günlük yaşam aktivitelerinde kırık öncesine dönebilir. Osteoporoza bağlı en sık kırık görülen bölgeler vertebra, el bileği ve kalçadır.

 

Sınıflandırma

Primer ve Sekonder olarak iki grupta toplanabilir.

Primer Osteoporoz; Tip I-postmenopoz ve Tip II- senil veya yaşa bağlı osteoporoz olarak ayrılır. Postmenopozal dönemin ilk 5 yıllık periyodunda, östrojen düzeylerinin azalmasına bağlı, %15’den fazla kemik kaybı olur. 35 yaşından itibaren osteoblastik (yeniden yapılanma) kemik miktarı rezorbe olan(kemik kaybı) kemikten daha az olur.

Yaşa bağlı her iki cinste de kemik kütlesi her 10 yılda bir %6 - 3 azalır.

Sekonder Osteoporoz ise; genetik hastalıklar, şeker hastalığı gibi endokrin, malabsorbsiyon gibi gastointestinal, myelom, lösemi, lenfoma gibi hematolojik, romatoid artrit, ankilozan spondilit gibi romatolojik ve nörolojik hastalıklara ve ilaçlara bağlı olarak gelişir.

Burada hipogonadizm ve immobilizasyonun altını çizmek gerekir.

 

Risk Faktörleri

Kırık risk faktörleri; ileri yaş, kadın cinsiyet, erken menopoz, düşük vücut kitle indeksi, 40 yaş üzeri geçirilmiş düşük enerjili frajilite kırığı, ebeveynde kalça kırığı öyküsü, steroid kullanımı, sigara, endokrin bozukluklar, düşme eğilimi sayılabilir. FRAX kırık risk değerlendirme ölçeği ile gelecek 10 yıl için riskler değerlendirilir. Yanı sıra kalsiyumdan fakir beslenme, aşırı alkol ve kafein tüketimi, 25 yaş sonrası %10 üzeri kilo kaybı, kronik heparin kullanımı sorgulanmalıdır.

 

Tanı

Sekonder osteoporoz nedenlerinin ekartasyonunu takiben hastanın postür, vücut kitle indeksi, vertebral hassasiyet ve özellikle kuadrisps kas gücü, denge ve koordinasyonu değerlendirilir.

Laboratuvar olarak tam kan sayımı, CRP, serum kalsiyum ve fosfor, alkalen fosfataz, kreatinin gerekirse daha ayrıntılı testlerle kemik ve ayırıcı tanı için testler yapılır. Görüntülemede T4-L4 vertebral deformite skoru ve DEXA ile kemik mineral yoğunluğu değerlendirilir.

 

Tedavi

Sekonder nedenler saptanmışsa bu durumun düzeltilmesi için gerekenler yapılmalıdır.

 

İlaç Tedavisi

Tedavi öncesi D vitamini ve kalsiyum düzeylerinin kontrol edilerek normalleşmesinin temini önemlidir.  Ardından günlük 1000-2000 mg kalsiyum ve 800-1000 IU D vitamini desteği sürdürülmelidir. Bifofonat, denosumab gibi rezorpsiyonu yani yıkımı baskılayıcı ilaçlar ve çok yüksek riskli ve tekrarlayan kırıklarda teriparatid gibi kemik formasyonunu arttırıcı ilaçlar kullanılır. Genellikle önce hasta ile uyum açısından kılavuzlara uygun seçenekler sunulur birlikte karar verilir. Bu ilaçların yan etkileri de dikkate alınarak hastanın tedavi uyumu ile birlikte izlenmelidir. Bu ilaçlar kemik kütlesini korur ve frajilite kırık riskini yaklaşık %30-50 azaltırlar. OP tedavisinde bifosfonatları uzun süreli kullanımda atipik femur kırıkları yönünden de dikkatli olmalıdır. Bu ilaçların kullanımında hastanın diş sağlığı, dentoalveolar cerrahi gibi gereksinimlerinde ilgili kılavuzlara göre yol almalıdır. İzlemde KMY azalmasının durdurulması dikkate alınarak, beslenme ve fiziksel aktivite düzeyi de dikkate alınarak sürece karar verilmelidir.

Osteoporozda ilaç tedavisinin yanı sıra beslenme çok önemlidir. (Kalsiyum, vitamin D, yanı sıra vitamin C, magnezyum, vitamin K alımı vb.) Aşırı tuz, çok yüksek protein diyetleri, idrarda kalsiyum atılımını arttırır. Sigara ve fazla kahve tüketimi kemik sağlığını olumsuz etkiler.

 

Fiziksel Aktivite

Tekrarlayıcı yük aktarımı, ağırlıkla yapılan güçlendirme egzersizleri kemik yapımını stimüle eder. Denge ve koordinasyonun geliştirilmesi önemlidir. Postürün düzeltilmesi, ağrıların konrolü, aktivite ve ambulasyonun arttırılması için çalışılmalıdır.

 

 Rehabilitasyon

Kırıkların önlenmesinde düşmeden korunmalıdır. Bunun için çevresel etkenler, görme bozukluğu, ortostatik hipotansyon, yetersiz bilişsel fonksiyon, malnütrisyon, depresyon, denge bozukluğu, kas güçsüzlüğü, kifoz gibi spinal deformiteler, ayaklarda derin duyu kayıpları bakımından hasta değerlendirilmelidir. Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon stratejileri hastaların yönetiminde çok önemlidir.

 

 

Bu gönderiyi paylaş