Lösante Blog

Tarçın, bilinen en eski baharatlardandır. Çubuk ve toz olmak üzere iki ayrı formu bulunmaktadır. Çubuk tarçın; serin, karanlık ve kuru yerde birkaç ay saklanabilir. Toz tarçın ise hava geçirmeyen cam kavanozlarda ve buzdolabında saklanmalı ve mümkün olduğunca çabuk tüketilmelidir. Piyasada birçok tarçın çeşidi bulunmaktadır, kumarin içeriğinden dolayı Çin tarçını yerine “seylan tarçını” kullanmak daha güvenli olacaktır. 

Tarçın kan şekerini dengeler ayrıca insülin direncine karşıda olumlu etkileri mevcuttur. Sakinleştirici etkisi vardır. Aynı zamanda sağlıklı beslenme programı içerisinde tatlı yeme isteğini baskılar, kilo vermeye destek olur. Demir, kalsiyum, lif ve mineral olarak manganez yönünden çok zengin olan tarçın pek çok farklı kalp ve damar hastalığından korunmaya yardımcı olur. Özellikle kalsiyum ile lifi birleştiren içeriği tuzun vücuttan daha hızlı atılmasını sağlar, bu nedenle kolon kanserine karşı koruma, safranın daha hızlı atılması, kolesterolün yükselmesini engelleyerek kalp hastalıklarını engellemede etkili sonuçlar sağlar. Kan basıncını dengeler, yüksek tansiyonlu hastalarda olumlu etkisi vardır. Tarçın içerdiği özel bileşikler sayesinde kansere karşı koruyucudur. Bağışıklık sistemini güçlendirici etkilere sahiptir. Sindirim sistemini düzene sokar, gaz şikayeti yaşayanlarda olumlu etkileri mevcuttur.

Tarçın yemeklere lezzet ve koku vermek amacıyla kullanılabilir. Çubuk tarçın çay ve sıcak içeceklerle beraber, toz tarçın ise sıcak içeceklerin yanı sıra süt, yoğurt ve meyvelerle beraber, sütlü tatlıların üzerinde, keklerin içerisinde kullanılabilir. Mesela ara öğünde içine 1 küçük boy elma ve 1 çay kaşığı tarçın katarak tükettiğiniz 3 yemek kaşığı yoğurt tarçın kullanımını örneklendirebilir.