Lenfoma Nedir?

            Lenfoma lenfositlerin oluşturduğu bir kanser tipidir. Lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir. Kanser ya normal hücrelerin hızla çoğalması veya normal lenfositlere göre daha uzun süre yaşamaları ile oluşur.   Malign lenfoid hücreler de normal lenfositler gibi lenf düğümü, dalak, kemik iliği, kan ve diğer organlarda çoğalır. Lenfoma; Hodgkin lenfoma (HL) ve Hodgkin dışı lenfoma (HDL) adı altında iki büyük gruba ayrılır.

               Bağışıklık sistemi enfeksiyonlara ve diğer hastalıklara karşı savaşmaktadır. Lenf sistemi, bağışıklık sisteminin bir parçasıdır. Lenf sistemi aşağıdakileri içermektedir:

  1. Lenf damarları: Lenf sisteminde lenf damarları ağı bulunmaktadır. Lenf damarları vücudun tüm dokuları içine dallar vermektedir.
  2. Lenf: Lenf damarları lenf adı verilen berrak bir sıvı taşımaktadır. Lenf beyaz kan hücrelerini, özellikle B hücreleri ve T hücreleri gibi lenfositleri içermektedir.
  3. Lenf nodları: Lenf damarları, lenf nodları adı verilen küçük, yuvarlak doku kitlelerine bağlanmaktadır. Boyun, koltuk altı, göğüs, karın ve kasıkta lenf nodu grupları bulunmaktadır. Lenf nodları beyaz kan hücrelerini depolar. Bunlar lenf içinde bulunabilecek bakteri veya diğer zararlı maddeleri yakalarlar ve yok ederler.
  4. Lenf sisteminin diğer bölümleri: Lenf sisteminin diğer bölümleri tonsilleri, timus ve dalağı içermektedir. Lenf sistemi ayrıca mide, deri ve ince barsak gibi vücudun başka kısımlarında da bulunmaktadır.

                              

 

Hodgkin Dışı Lenfoma Nedir?           

            Non-Hodgkin lenfoma (NHL) tek bir özelliği paylaşan farklı kan kanserleri grubu için kullanılan terimdir. Bu hastalık anormal B lenfositlerden kaynaklanan B hücreli lenfomalar ve anormal T lenfositlerden kaynaklanan T hücreli lenfomalar olarak 2 gruba ayrılır. B hücreli lenfomalar daha sık ortaya çıkar. Hastalık lenf düğümlerinde, dalak gibi lenfoid dokularda ortaya çıkabilir veya mide, barsak gibi organlardaki lenf dokusundan kaynaklanabilir. Malign lenfoid hücreler kan ve lenf dolaşımı aracılığı ile vücudun diğer kısımlarına da yayılabilir.

Hodgkin Dışı Lenfomanın Tipleri Nelerdir?

Lenfomalar olası büyümelerinin ne hızda olacağı durumuna göre gruplanabilir:

  1. İndolent (düşük-dereceli olarak da isimlendirilir) lenfomalar yavaş büyür. Az semptoma neden olma eğilimleri vardır.
  • Folliküler lenfoma
  • Kutanöz T-hücreli lenfoma (mycosis fungoides ve Sézary sendromu)
  • Lenfoplazmasitik lenfoma ve Waldenström makroglobulinemi
  • Marjinal zon lenfoma
  • Küçük hücreli lenfositik lenfoma (SLL) ve kronik lenfositik lösemi (KLL)
  1. Agresif (orta-dereceli ve yüksek-dereceli olarak da isimlendirilir) lenfomalar daha hızlı büyür ve yayılır. Şiddetli semptomlara neden olma eğilimindedirler. Zaman içinde birçok indolent lenfoma agresif lenfoma haline gelir.
  • Diffüz büyük B-hücreli lenfoma (DBBHL)
  • Anaplastik büyük hücreli lenfoma
  • Çoğunlukla periferal T-hücreli lenfoma subtipleri
  • Transforme folliküler lenfoma
  • Transforme MALT lenfoma
  • AIDS’le-ilişkili lenfoma
  • Burkitt lenfoma
  • Santral sinir sistemi (SSS) lenfoma
  • Mantle hücreli lenfoma. 

 

Hodgkin Dışı Lenfomanın Nedeni Nedir?

            HDL'de bir lenfositte değişen DNA malign transformasyona neden olur. Bu transformasyon lenfositin kontrolsüz ve aşırı çoğalmasıyla sonuçlanır; malign lenfosit ve onun çoğalmasından türeyen hücrelere yaşam avantajı sağlar. DNA hasarı kalıtımsal değil kazanılmış hasardır (doğumdan sonra ortaya çıkar). Bu hücrelerin çoğalması lenf nodları ve vücudun diğer bölgelerinde bulunan tümör kitlelerine neden olur. 

Hodgkin Dışı Lenfomanın Risk Faktörleri Nelerdir?

            Araştırıcılar HDL açısından obezite ve diğer olası risk faktörleri üzerinde çalışmaktadır. Herbisitler veya diğer belirli kimyasallar ile çalışan kişilerde bu hastalık riski artmış olabilir. Bir veya daha fazla risk faktörüne sahip olmak kişinin Hodgkin Dışı  lenfoma geliştireceği manasına gelmez. Risk faktörleri olan birçok kişi hiçbir zaman kanser geliştirmez.

Genel olarak HDL için risk faktörleri aşağıdakileri içermektedir:

  1. Yaş: HDL genç kişilerde ortaya çıkabilir, buna rağmen bu hastalığı geliştirme riski yaşla birlikte artar. HDL'li birçok kişi 60 yaşın üzerindedir.
  2. Zayıflamış bağışıklık sistemi: Zayıflamış bir bağışıklık sistemine sahip olmak lenfoma geliştirme riskini artırabilir.
  3. Belirli enfeksiyonlar: Belirli enfeksiyon tipleri lenfoma geliştirme riskini artırmaktadır. Ancak lenfoma bulaşıcı değildir. Başka bir kişiden lenfoma kapamazsınız.
  • İnsan immün yetmezlik virüsü (HIV): HIV, AIDS’e neden olan virüstür. HIV enfeksiyonu bulunan kişiler bazı Hodgkin Dışı  lenfoma tipleri açısından daha büyük riske sahiptir.
  • Epstein-Barr virüsü (EBV): EBV enfeksiyonu lenfoma riskinde artış ile ilişkilendirilmiştir. Afrika’da EBV enfeksiyonu Burkitt lenfoma ile bağlantılıdır.
  • Helicobacter pylori: H. pylori, mide ülserlerine neden olabilen bakterilerdir. Ayrıca kişinin mide iç yüzeyinde lenfoma riskini artırmaktadır.
  • İnsan T-hücreli lösemi/lenfoma virüsü tip 1 (HTLV-1): HTLV-1 enfeksiyonu kişide lenfoma ve lösemi riskini artırmaktadır.
  • Hepatit C virüsü: Bazı çalışmalar hepatit C virüsü taşıyan kişilerde lenfoma riskinin arttığını bulmuştur.           

Hodgkin Dışı Lenfomanın Belirtileri Nelerdir?

            İlk şikayet çoğu kez boyunda ortaya çıkan ağrısız bir şişliğin fark edilmesi şeklindedir. Koltuk altı ve kasıktaki lenf düğümü bölgelerinde de büyüme olabilir. Az sayıda hastada ise lenf düğümü büyümesinin yaygın olduğu görülür. Göğüs kafesi içinde ya da karın boşluğu içindeki lenf düğümlerinde de büyüme olabilir. Bunlar bası nedeni olacak büyük kitleler oluşturuyorsa nefes darlığı, yüzde ve boyunda şişme ya da karında şişlik, ele gelen kitle, karın ağrısı olması gibi şikayetlere yol açarlar. Fizik muayenede karaciğer ya da dalak büyüklüğü saptanabilir. Hastalık lenf düğümü dışındaki dokuları da tutabilir. Akciğer, karaciğer, kemik, kemik iliği tutulumu en sık lenf düğümü dışı tutulum yerleridir. Lenf düğümü dışı tutulum olması ekstranodal hastalık olarak adlandırılır. Başlangıçta vakaların % 5- 10 unda ekstranodal tutulum olabilir.

            Hastaların bir kısmında lenfomaya bağlı olarak ortaya çıkan ve sistemik semptomlar olarak değerlendirilen bulgular olabilir. Bunlar ateş, gece terlemesi, son 6 ayda vücut ağırlığının % 10 undan fazla kilo kaybı olmasıdır. Ateşin nedeni bir infeksiyon değildir. Sistemik semptomlar bu hastalıklara özgü değildir. Bademciklerin tutulumu HDL'de daha sık olmaktadır. Lenfomalı hastaların az bir kısmında fizik muayenede büyümüş bir lenfadenomegali bulunmaz.

Hodgkin Dışı Lenfomanın Tanısı Nasıl Konulur?

            Lenfoma tanısı koymak için mutlaka tutulmuş bölgeden biyopsi yapmak gerekir. Kesin tanı histopatolojik inceleme ile konur. Bu nedenle lenf düğümü büyümesi olan hastalarda lenf düğümünün cerrahi olarak çıkarılması ve histopatolojik tetkikinin yapılması gereklidir. çıkarılacak lenf düğümü hekimin uygun gördüğü yerde ve tetkik için uygun büyüklükte olmalıdır.

            Fizik muayenede lenf düğümü ele gelmeyen hastalarda göğüs boşluğu içinde ya da karın içinde büyümüş lenf düğümleri olduğu radyolojik tetkiklerle gösterilirse genel anestezi altında göğüs boşluğu ya da batın içine ulaşılarak lenf düğümü biyopsisi yapılması gerekebilir. Lenfoma tanısı konan her hastaya mutlaka hastalığın evresini belirlemek için kemik iliği biyopsisi de yapılmalıdır. Hastalığın kemik iliği tutulumunun olup olmadığının belirlenmesi uygun tedavi şeklini kararlaştırmada yol göstericidir. Hastalığın yaygınlığını belirlemek için farklı muayene ve testlerin yapılması gereklidir.

            Hastalığın hikayesi, fizik muayene bulguları, görüntüleme ve laboratuar bulguları değerlendirilerek remisyon veya iyileşme sağlayacak en iyi tedavi planlanmalıdır. Hastalığın bulguları lenf düğümünde ağrısız büyüme olması, ateş, gece terlemesi, açıklanamayan kilo kaybı, kaşıntı olabilir. Hastalığın en sık bulgusu boyun ve koltuk altında ağrısız olarak büyümüş lenf düğümünün ele gelmesidir. Bazen ateş, terleme, kilo kaybı, kaşıntı başvuru şikâyetidir. Eğer lenfoma şüphesi varsa tanıyı doğrulamak için bazı testlerin yapılması gerekir. Bu amaçla biyopsi, kan testleri, görüntüleme, kemik iliği muayenesi, gerekirse sinir sistemi ile ilgili muayeneler yapılmalıdır.

            Direkt röntgen grafileri; boyun, toraks, batın ve/veya pelvis bilgisayarlı tomografi tetkiki (BT) çekilmelidir. Magnetik rezonans görüntüleme (MRİ) özellikle beyin ve omurilik tutulumu düşünülüyorsa planlanmalıdır.

            Alyuvar, akyuvar ve kan pulcukları (trombosit) denen farklı kan hücrelerinin sayısının ve görünümünün değerlendirilmesi gerekir. Bu hücrelerde bir bozukluk olması bazen lenfomanın ilk bulgusu olabilir.  Tümörün karaciğer, böbrek veya vücudun diğer kısımlarının tuttuğu göstermede bazı biyokimyasal tetkikler yapılmalıdır.

Hodgkin Dışı Lenfomanın Evrelemesi Nasıl Yapılır?

            Lenfoma genellikle bir lenf nodunda başlar. Vücudun aşağı yukarı her bölgesine yayılabilir. Mesela, karaciğer, akciğer, kemik ve kemik iliğine yayılabilir. En iyi tedavi planını yapması için Hodgkin Dışı  lenfomanın yayılımını (evresini) bilmesi gerekmektedir.           

Evrelendirmede aşağıdaki testlerden bir veya daha fazlasını içerebilir:

  1. Kemik iliği biyopsisi: Kalça kemiğinizden veya diğer bir büyük kemiğinizden küçük bir kemik ve kemik iliği örneği almak için kalın bir iğne kullanır. Lokal anestezi ağrılarınızı kontrol etmeye yardımcı olabilir. Patolog örnekte lenfoma hücrelerini arar.
  2. BT/MR taraması: Bir bilgisayara bağlı bir röntgen makinesi baş, boyun, göğüs kafesi, karın veya pelvisin seri halinde detaylı resimlerini çeker. Size kontrast madde enjeksiyonu yapılabilir. Ayrıca sizden diğer bir tipteki kontrast maddeyi içmeniz istenebilir. Kontrast madde doktorunuzun büyümüş lenf nodlarını ve röntgendeki diğer anormal alanları görmesini kolaylaştırır. MRG, bir bilgisayara bağlı güçlü bir mıknatıs kullanır. Bu, dokunun bir bilgisayar ekranı veya film üzerinde detaylı resimlerini oluşturur.
  3. Belden sıvı alınması: Omurga kanalından sıvı almak için doktor uzun, ince bir iğne kullanır. Laboratuvar sıvıyı lenfoma hücreleri veya diğer problemler açısından inceler.
  4. PET taraması: Size az miktarda radyoaktif şeker enjekte edilir. Bir cihaz vücudunuzdaki hücreler tarafından kullanılan şekerin bilgisayarlı resimlerini oluşturur. Lenfoma hücreleri şekeri normal hücrelere göre daha hızlı kullanır ve resimlerde lenfomalı alanlar daha parlak görünür.

            Hastalığın evresi lenfoma hücrelerinin nerede bulunduğuna (lenf nodlarında veya diğer organ ya da dokularda) dayanmaktadır. Evre, ayrıca kaç alanın etkilendiğine bağlıdır. Hodgkin Dışı  lenfoma evreleri aşağıdaki şekildedir:

  • Evre I: Lenfoma hücreleri tek bir lenf nodu grubundadır (boyun veya koltuk altı gibi). Veya, anormal hücreler lenf nodlarında değilse, dokunun veya organın sadece bir bölümündedir (mesela akciğerde, ancak karaciğer veya kemik iliğinde değil).
  • Evre II: Lenfoma hücreleri diyaframın aynı tarafındaki (üst veya alt) en azından iki lenf nodu grubundadır. (Diyaframın resmine bakınız.) Veya, lenfoma hücreleri bir organın tek bir kısmında ve o organa yakın olan lenf nodlarındadır (diyaframın aynı tarafında). Diyaframın aynı tarafındaki başka lenf nodu gruplarında da lenfoma hücreleri bulunabilir.
  • Evre III: Lenfoma diyaframın alt ve üstündeki lenf nodlarındadır. Ayrıca bu lenf nodu gruplarının yakınındaki bir dokunun veya organın bir kısmında bulunabilir.
  • Evre IV: Lenfoma hücreleri bir veya daha fazla organ ya da dokunun birkaç bölgesinde bulunur (lenf nodlarına ek olarak). Veya, karaciğerde, kan ya da kemik iliğindedir.

A: Kilo kaybınız, yoğun gece terlemeleri veya ateşlenmeleriniz yoksa

B: Kilo kaybınız, yoğun gece terlemeleri veya ateşlenmeleriniz varsa

Hodgkin Dışı Lenfoma Nasıl Tedavi Edilir?

            Hasta için endike olan başlangıç tedavisi ve tedavinin yoğunluğu hastalığın subtipine ve evresine bağlıdır. Genel olarak tedavinin hedefi mümkün olduğu kadar fazla lenfoma hücresini ortadan kaldırmak ve tam remisyon sağlamak, yani hastalığın tüm bulgularını elimine etmektir. Remisyona giren hastalar bazen küre ulaşabilirler. Görüntüleme çalışmaları ve diğer çalışmalar hastalığın bazı

bölgelerde kaldığını gösterse de, tedavi HDL’nin yıllarca kontrol altında tutulmasını sağlayabilir.

            Eğer sizde semptom olmaksızın indolent HDL varsa, kanser için hemen tedaviye ihtiyacınız olmayabilir. Hemen kanser tedavisi almamak gözlem altında beklemek şeklinde isimlendirilmektedir. Gözlem altında beklemeyi seçen kişiler kanser tedavisini semptomları olana dek ertelemektedir. İndolent lenfoması olan kişilerde uzun süre kanser tedavisini gerektiren problemler olmayabilir. Bazen tümör tedavi olmaksızın bir süreliğine küçülebilir. Tedaviyi erteleyerek kemoterapi veya radyasyon tedavisinin yan etkilerinden kaçınabilirler.

            Eğer sizde semptomlu indolent lenfoma varsa olasılıkla kemoterapi ve biyolojik tedavi almanız gerekebilir. Evre I veya Evre II lenfomalı kişilerde radyasyon tedavisi kullanılabilir.

            Eğer sizde agresif lenfoma varsa, tedavi genellikle kemoterapi ve biyolojik tedavi şeklindedir. Radyasyon tedavisi de kullanılabilir.

            Eğer tedaviden sonra HDL geri dönerse, doktorlar bunu relaps veya nüks olarak isimlendirmektedir. Tedavi sonrası yeniden ortaya çıkan lenfoması olan hastalar yüksek dozlarda kemoterapi, radyasyon tedavisi veya her ikisini alabilirler ve ardından kök hücre nakli yapılabilir.

            Hastalığın herhangi bir evresinde size destek tedavisi verilebilir. Destek tedavisi ağrıyı ve diğer semptomları kontrol etmeye, tedavinin yan etkilerini geçirmeye ve kanser tanısının yaratabileceği duygular ile baş etmeye yönelik tedavilerdir.

Kemoterapi

            Lenfoma için uygulanan kemoterapide lenfoma hücrelerini öldüren ilaçlar kullanılmaktadır. Buna sistemik tedavi adı verilmektedir çünkü ilaçlar tüm kanınızda dolaşmaktadır. İlaçlar vücudunuzun hemen hemen tüm bölgelerindeki lenfoma hücrelerine ulaşabilir.  

            Kemoterapi size ağızdan, damarınızdan veya omurilik etrafındaki boşluktan verilebilir. Tedavi genellikle hastanenin ayaktan hasta bölümünde, doktorun ofisinde veya evde verilir. Bazı kişilerin tedavi sırasında hastanede kalması gerekir.  Kemoterapi sikluslar halinde verilmektedir. Tedavi döneminin ardından bir dinlenme döneminiz olur. Dinlenme döneminin uzunluğu ve tedavi sikluslarınızın sayısı hastalığınızın evresine ve kansere karşı kullanılan ilaçlara bağlıdır. Eğer midenizde H. pylori enfeksiyonunun neden olduğu lenfoma varsa, doktorunuz bu lenfomayı antibiyotikler ile tedavi edebilir. İlaç enfeksiyonu tedavi ettikten sonra lenfoma da kaybolabilir.  

            Yan etkiler temel olarak hangi ilaçların verildiğine ve ne kadar verildiğine bağlıdır. Hodgkin Dışı  lenfoma için kullanılan ilaçlar ayrıca ciltte kızarıklık ve kabarıklıklara, baş ağrıları ve başka ağrılara neden olabilir. Cildiniz koyulaşabilir. Tırnaklarınızda çizikler veya koyu bantlar oluşabilir.

Biyolojik Tedavi

            Hodgkin Dışı  lenfomanın belirli tiplerine sahip olan kişiler biyolojik tedavi alabilir. Bu tedavi tipi bağışıklık sisteminin kanser ile savaşmasına için yardım eder. Monoklonal antikorlar lenfomada kullanılan biyolojik tedavi tipidir. Laboratuarda üretilen ve kanser hücrelerine bağlanan proteinlerdir. Bağışıklık sisteminin lenfoma hücrelerini öldürmesine yardım ederler. Kişiler bu tedaviyi doktorun ofisinde, klinikte veya hastanede damardan almaktadır.

            Ateş, üşüme, baş ağrısı, halsizlik ve bulantı gibi grip-benzeri semptomlar ortaya çıkabilir. Yan etkilerin çoğunun tedavisi kolaydır. Nadiren solunum problemleri, kan basıncı düşüklüğü veya ciltte şiddetli kızarıklıklar gibi ciddi yan etkiler olabilir.

Hodgkin dışı Lenfomada kullanılan bazı tedaviler aşağıdaki tabloda özetlenmiştir.

Non-Hodgkin Lenfoma Tedavisinde Kullanılan Bazı İlaç Kombinasyonu Örnekleri

R-CHOP: Rituksimab, siklofosfamid, doksorubisin (hidroksidoksorubisin), vinkristin, prednizon. 

R-FCM: Rituksimab, fludarabin, siklofosfamid, mitoksantron. 

R veya F-CVP: Rituksimab veya fludarabin artı siklofosfamid, vinkristin, prednizon. 

R-HCVAD: Rituksimab, siklofosfamid, vinkristin, doksorubisin. deksametazon ardından RMTXARAC: Rituksimab, metotreksat, sitarabin.

Radyasyon Tedavisi

            Radyasyon tedavisi (radyoterapi olarak da isimlendirilmektedir) lenfoma hücrelerini öldürmek için yüksek enerjili ışınlar kullanır. Tümörleri küçültebilir ve ağrı kontrolüne yardımcı olabilir.

Kök Hücre Nakli

            Eğer tedaviden sonra lenfoma geri dönerse, size kök hücre nakli yapılabilir. Kendi kanınızı oluşturan kök hücrelerin nakledilmesi daha yüksek dozlarda kemoterapi, radyasyon tedavisi veya her ikisini almanıza izin verir. Yüksek dozlar hem kemik iliğinizdeki lenfoma hücrelerini hem de sağlıklı kan hücrelerini yok eder.  Kök hücre nakilleri hastanede yapılır. Yüksek doz tedavi aldıktan sonra kan üreten sağlıklı kök hücreler boyun veya göğüs bölgenizdeki bir damara yerleştirilen esnek bir tüp yolu ile size verilir. Yeni kan hücreleri, nakledilen kök hücrelerinden gelişir.

            Otolog kök hücre nakli tipinde sizin kendi kök hücreleriniz kullanılmaktadır. Kök hücreleriniz yüksek dozda tedaviden önce alınır. Bulunabilecek lenfoma hücrelerini öldürmek için hücreler işlemden geçirilebilir. Kök hücreler dondurulur ve saklanır. Size yüksek doz tedavi verildikten sonra saklanan kök hücreler çözdürülür ve size geri verilir.           

            Allogenik kök hücre nakli tipinde bir vericiden alınan sağlıklı kök hücreler kullanılabilir. Erkek veya kız kardeşiniz veya anne-babanız verici olabilir. Veya kök hücreler sizinle ilişkisi olmayan bir vericiden alınabilir.

Destek Tedavisi

            Hodgkin Dışı  lenfoma ve tedavisi başka sağlık problemlerine yol açabilir. Bu problemleri önlemek veya kontrol altına almak, tedavi sırasındaki rahatınızı ve yaşam kalitenizi artırmak için destek tedavisi alabilirsiniz. Enfeksiyonlardan korunmanıza yardımcı olması için antibiyotikler ve başka ilaçlar alabilirsiniz. Doktorunuz size kalabalıktan, gripli veya başka bulaşıcı hastalığı olan kişilerden uzak durmanızı önerebilir. Eğer enfeksiyon gelişirse ciddi olabilir ve hemen tedaviye ihtiyacınız olacaktır. HDL tedavisi, çok yorgun hissetmenize neden olabilecek anemiye de yol açabilir. İlaçlar veya kan nakli bu problemde yardımcı olabilir.

Beslenme ve Fiziksel Aktivite

            İyi beslenerek ve olabildiğince aktif kalarak kendinize dikkat etmeniz önemlidir.  İyi bir kiloda devam etmek için doğru miktarda kalori almanız gerekir. Ayrıca gücünüzü yüksek tutmak için yeterli protein almalısınız. İyi beslenmek daha iyi hissetmeniz ve daha fazla enerjinizin olmasına yardımcı olabilir. Bazen, özellikle tedavi sırasında veya hemen sonrasında yemek yemeyi isteyemeyebilirsiniz. Rahatsız veya yorgun olabilirsiniz. Besinlerin daha önce olduğu kadar lezzetli olmadığını düşünebilirsiniz. Ayrıca tedavinin yan etkileri (iştahsızlık, bulantı, kusma veya ağızda yaralar gibi) iyi beslenmenizi zorlaştırabilir. Doktorunuz, ruhsatlı bir diyetisyen veya başka bir sağlık görevlisi bu problemlerin üstesinden gelme yolları önerebilir. Birçok kişi aktif kaldıkları sürece daha iyi hissettiklerini düşünmektedir. Yürüyüş, yoga, yüzme ve diğer aktiviteler sizi kuvvetli tutabilir ve enerjinizi artırabilir. Egzersiz bulantı ve ağrıyı azaltabilir ve tedaviyle başa çıkılmasını kolaylaştırır. Stresi de azaltabilir. Hangi fiziksel aktiviteyi seçerseniz seçin, başlamadan önce mutlaka doktorunuzla konuşun. Ayrıca aktivite sizde ağrı veya başka problemlere neden olursa, doktorunuza veya hemşirenize mutlaka bildirin.

Hodgkin Dışı Lenfoma Tedavisinin Uzun-Süreli ve Geç Etkileri

            Kanser tedavisinin uzun-süreli etkileri tedavi sona erdikten sonra aylarca veya yıllarca devam eden medikal problemlerdir. Tedaviyle ilişkili yorgunluk ve fertilite konuları olası uzun süreli etkilere örnektir. Geç etkiler tedavi sona erdikten sonra yıllarca ortaya çıkmayan veya belirgin hale gelmeyen medikal problemlerdir. Kalp hastalığı ve ikincil kanserler geç etkinin iki örneğidir. 

            Uzun-süreli ve geç etkiler hafif – şiddetli olabilir. Tedavinin tipi ve süresi, hastanın tedavi sırasındaki yaşı, cinsiyet ve genel sağlık durumu gibi çeşitli faktörler riski etkileyebilir. Birçok HDL belirgin uzun-süreli ve geç etkiler gelişmez. Bununla birlikte HDL tedavisi görecek olan tüm erişkin hastalar ile tedaviye alınacak olan çocukların ebeveynleri tedavi ekibinin üyeleriyle olası uzun süreli ve geç etkiler konusunda görüşmelidirler; böylece uygun planlama, değerlendirme ve takip yapılabilir.