Anne sütü mucizevi bir besindir. Bebeklerin büyüme ve gelişmesi için en eşsiz besin kaynağı olan anne sütünün ilk yarım saat içinde verilmesi gereklidir. Anne sütü ilk günlerde az miktarda salgılanır. Bu az miktardaki ilk süt (kolostrum) anne endişesini arttırmamalıdır. Bu miktarlar ilk günlerdeki bebeğin mide kapasitesine uygundur, sıvı gereksinimi karşılar ve doğum sonrası bir miktar tartı kaybı normaldir.  Anneden ilk 5 gün içerisinde az miktarda salgılanan sarı renkli, kolostrum (ilk süt)  adını verdiğimiz anne sütü protein, vitamin ve mineral açısından zengindir. Asıl işlevi besinsel değil başışıklığa karşı koruyucu olmasıdır. Bebeğin ilk aşısı olarak tanımladığımız kolostrum enfeksiyonlardan koruyucu etki gösterir. İlk gelen süt olan kolostrum atılmamalıdır. Besleyici özellikleri yüksek bir besindir. Bebeğin ilk besininin kolostrum olması onun ileride mide ve bağırsak hastalığına  karşı korunmasını sağlar.  Bebek her istediğinde anne sütü verilmeli, 2-3 saat ara ile anne sütüyle beslenmesi için bebek uyarılmalıdır. İlk hafta bebeğin sık sık beslenmesi olası fizyolojik sarılığın çabuk geçmesi ve ve sütün bebeğin ihtiyacı kadar artması için gereklidir. Sonraki haftalarda bebek sürekli memede kalırsa yeni süt birikmesine engel olabilir ve annenin göğüs uçlarının yara olmasına neden olabilir. Olgun süt ise 2 haftadan sonra üretilir, 4.-6. Haftada tamamen matür süt haline gelir.

Dünya Sağlık Örgütü bebeklerin doğumdan itibaren ilk 6 ay boyunca, su ve başka sıvı ve katı besinler almadan, sadece anne sütü almalarını, 6. aydan sonra ek besinlerle beraber emzirmenin 2 yaş ve ötesine kadar sürdürülmesini önermektedir. Ülkemizde Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırma  2013 sonuçlarına göre 0-1 ayda bebeklerin %58’inin sadece anne sütü ile beslendiği, 4-5 aylık bebeklerde bu oranın %10’a kadar gerilediği bildirilmektedir.  O nedenle anne sütü ile beslenme teşvik edilmelidir. Sezaryen doğum, bebeğin iyi emmemesi, sütün gelmemesi, bebeğin çok ağlaması gibi çoğunlukla geçersiz veya düzeltilebilir nedenler, bebeklere formula desteğinin kolayca verilebilmesine sebep olmaktadır. Erken taburculuk da, emzirmenin tam yeterli hale gelmeden taburculuğa ve annenin evdeki yakınlarının da önerisi ile kolayca erken ek gıdaya başlamasına yol açmaktadır. Bu nedenlerle ilk günlerde annenin emzirmeye teşvik edilmesi çok  önemlidir.

 Anne sütünde bağısakların olgunlaşması, enteral sinir sisteminin büyüme ve gelişmesi, damarsal sistemin düzenlenmesi, aneminin önlenmesi, metabolizma ve vücut gelişiminin sağlanmasında pek çok büyüme faktörü vardır. Anne sütü patojenlere karşı güçlü bir koruma sağlarken bebeğin kendi bağışıklık sisteminin de gelişmesini uyarır. Enfeksiyona karşı önemli koruma sağlamaktadır.  Anne sütü içerdiği probiyotik bakteriler ve prebiyotik etkili oligosakkaridler ile ilk günlerden itibaren barsak florasını bebeğin lehine bifidobakteri ve laktobasillerden oluşacak şekilde geliştirmektedir. Son yıllarda anne sütü ve emzirmenin hem anne hem de bebek sağlığı için uzun dönem yararları da bildirilmektedir. Bu konuda en ilginç olan, HAMLET (Human alpha lactalbumin made lethal to tumor cells) olarak kısaltılan ve antikanserojenik etki gösteren proteinin eşsiz özelliğidir. Bu kanser karşıtı özellik, emzirilmiş bebeklerde lösemi, lenfoma gibi malignansilerin daha az görülmesi ile de desteklenmektedir. Ayrıca emziren annelerde de meme ve over kanserleri daha az görülmektedir. Anne sütü ile beslenmenin prematürelerde daha belirgin olmakla birlikte doza bağımlı olarak nörokognitif (IQ puanlarını olumlu etkilediği) gelişme üzerine olumlu etklileri vardır. Her bebeğe bu hak anneleri tarafından verilmelidir. Anne sütü sadece besin değildir, içerdiği biyoaktif maddeler ile bebek sağlığı ve sağkalımında çok önemli bir role sahiptir.

Anne sütü yapımı, bebeğin sık aralarla ve doğru teknikle emzirilmesi sonucu artar. Ayrıca doğru teknikle emzirme meme başı çatlağı gibi sık görülen meme sorunlarının önlenmesi için de önemlidir.

Yenidoğan bebeklerde  ilk günlerde günde 8-12 kez emzirmenin sağlanması, süt yapımının başlaması ve idamesi için gereklidir. Her meme 10-15 dakika emzirilmelidir.İsteğe bağlı emzirme ilkesini uygulayabilmek için anne ve bebeğin 24 saat aynı odada kalması gerekir.

Bazı durumlarda anneler bebeğini emziriken sorunlar yaşayabilir. Huzursuz ve kızgın  bir bebekte  bebek aç değilken, sakin bir ortamda anneyle ten-tene temas sağlanmalıdır. Ağlarken bebeği emmeye zorlamamalı, bebek isteyerek memeden emene kadar süt sağılarak fincanla verilmelidir. Uykulu bir bebek ise üzerindeki örtüler açılmalı, kalın giysiler çıkarılmalı, daha dik pozisyonda tutulmalı, nazikçe gövdesine masaj yapılarak bebekle konuşmalı, yarım saat bekleyip tekrar denenmelidir.

Yenidoğan bebeğin mide kapasitesi doğduğunda küçüktür, günler içinde artar. Annenin gözünde canlandırabilmesi için bazı benzetmeler yapmak yararlı olur. Yenidoğan bebeğin mide kapasitesi yaklaşık olarak, ilk gün 5-7 ml (kiraz/ cam bilye), üçüncü gün 22-27 ml (ceviz), birinci hafta 45- 60 ml (kayısı/pinpon topu), birinci ay 80-150 ml (büyük bir yumurta) olarak kabul edilir. O nedenle bebeklerin kapasitelerinin üzerinde beslenmeye zorlanması  kusma, hazımsızlık, reflü gibi başka sorunlara yol açabilir.

Emzirme sırasında bebekte yutkunma sesinin duyulması, bebeğin ağzında anne sütünün görülmesi, yirmi dört saat içinde en az sekiz-on iki kez emzirme, bebeğin ilk üç günde en az üç kez idrar yapması, üçüncü güne kadar en az üç kez dışkı yapması, dışkının dördüncü güne kadar sarı renge dönmüş olması, emzirme sonrası bebeğin en az bir saat uyuması ve kilo artışının olması bebeklerin yeterli süt aldığını gösteren belirtilerdir.

Bebekler doğum sonrasında fizyolojik tartı kaybı yaşarlar. Uterus dışı ortama uyum sağlama döneminde hücre dışı sıvı kaybına bağlı belli miktarda tartı kaybı fizyolojiktir. Sadece anne sütü alan sağlıklı bebeklerde maksimum sıvı kaybı doğum sonrası 2-3. günde ve doğum tartısının %7-10’u kadar olur. Tartı kaybı 5-6.günde %7’den fazla ise yakın takip edilmelidir. Anne sütü ile optimal olarak beslenen bebeklerin çoğunluğu yaklaşık 10-14 günde doğum tartısına tekrar ulaşır.

Birçok anne, bebekleri yeterince süt aldığı halde sütlerinin yetersiz olduğu endişesini taşır. Bu nedenle bebeğin gerçekten yeterli anne sütü alamadığını gösteren belirtiler iyi bilinmelidir. Yenidoğan bir bebeğin her bezi açıldığında kakası varsa iyi besleniyor demektir. Bu “güvenilir belirtiler” şunlardır:  Yetersiz tartı alımı; doğum sonrası ilk 2 hafta sonunda doğum tartısına ulaşamama, <14 gün bebekte >%10 kilo kaybı, veya <20 gr/gün kilo alımı, ilk 1 ay içinde 500 gramdan az tartı alımı, büyüme eğrisinde yaşa göre ağırlığın iki persantil aşağı düşmesi veya ortalamanın iki standart deviasyon altında olmasıdır.  Yetersiz idrar yapma; İlk 2 günden sonra, günde 6 kereden az, koyu renkli (pembe ürat kristali) konsantre idrar çıkışıdır. (Ayrıca dışkının miktarı ve doğum sonrası değişiklikleri de dikkate alınmalıdır. Normalde yenidoğan bebekler günde dört-sekiz kere kaka yaparlar. Bu sayının azalması veya beşinci gün hala  yeşil siyah renkte yapışkan  mekonyum çıkarıyor olması, sarı renge dönmemesi, anne sütünün yetersiz alındığını beslenme sorunu yaşadığını düşündürebilir. Doğru ve düzenli meme emen bir bebeğin kakası sarı ve partiküllüdür. Yeşil kaka bebeğin çok emdiğini ve bağırsaktan işlenmeen atıldığını gösterir. Bebeğin üşütme göstergesi değildir.

Normal yenidoğanlar için uygun beslenme şekli kendi annesi tarafından emzirilmesidir.  Annelere doğum sonrasında emzirmenin uygun başlaması, sürdürülmesi ve anne sütünün desteklenmesi konusunda 'Bebek Dostu Hastane' uygulamasına göre eğitimler verilmektedir. Doğumdan sonraki ilk yarım  saat, bebeklerin anneleri ile ten teması kurulması sağlanmaktadır. Bebeğin her isteyişte emzirilmesi için teşvik edilmelidir.

Annenin enerji alımı ve yağ yüzdesi süt miktarını etkiler. Emziren annenin kalori gereksinimi 2000-2500 kcal/gün olmalıdır. Anne sütü yeterli alan bebeklere uyumadan önce mama verilmesi, gece acıkmasını engellemek ve bu sayede uyanmamasını sağlamak doğru bir yaklaşım değildir.  Çünkü bebeğin fazla kalori alıp gereksiz klio almasına neden olur. Yeterli kilo alan bebeklerde formula (mama) ihtiyacı yoktur. Anne sütünün mideden sindirimi hızlı olduğu için bebekler daha çabuk acıkırlar ve daha sık emmek isterler. Gece uyuyan bebeği tartı alımı yeterli ise beslemek için uynadırmamak gerekir. Acıkan bebek kendiliğinden uyanıp emmek isteyecektir.  Her annenin elle süt sağmasını öğrenmesi gerekir. Süt sağma saatinin miktarı ile ilişkisi vardır. Geceden sabaha kadar gelen volumun daha fazla olduğu gösterilmiştir.  Çalışan annelerin işe gitmeden önce emzirmeleri, iş yerlerinde de 3 saatte bir sütlerini sağmaları gerekmektedir. Anne sütü oda ısısında (16-29ºC)  3 saat, buz dolabı rafında (+4ºC) 3 gün, derin dondurucuda (-18º altı) 3 ay saklanabilir. Dondurulmuş sütü çözmenin en iyi yolu bir gece önceden buzdolabı rafına koymaktır, böylece daha az yağ kaybı olur.  Zaman kısıtlı ise ılık su dolu kabın içine oturtmak (benmari)  da diğer bir yöntemdir

Doğum anından itibaren, hayatın muhteşem akışı içerisinde yenidoğan bebeklerin istek ve ihtiyaçlarına  farkındalığı sağlamak, bu bilinçle sağlıklı nesillerin büyümesine ve gelişimine olanak verecektir.

Prof. Dr. Didem Armangil, Neonatoloji Uzmanı